Makul bir yaşam nedir? Düzyazı gibi bir yaşam sürmek mi? Çılgınlıktır bu! Ama kısmen buna mecburuz, zira sürekli şiirsel bir yaşamımız olsaydı, artık bunu öyle hissedemezdik. Şiiri hissetmek için düzyazı gerekmektedir.
Birdenbire bana parlak bir fikir ilham oldu. Mecnun kı yafetine girmiş bir hekim (bilge) olmak ihtimali bulunan Aynalı Dede ile ciddi hakikatlere dair konular hakkında görüşmek istedim. Dedim ki:
-Sultanım sen viranede gömülü bir hazinesin, ben ise hikmete susamış (bilgelik peşinde) bir avareyim. Lütfen istifade etmeme müsaade eder misin? Ver elini öpeyim.
-El öpmek? [Hayretle] Niçin? İstersen konuşalım, lâkin sözden ne çıkar! Şimdiye kadar kim bilir kaç hayvan yükü kitap okudun, ne anladın? Hiç, değil mi? İnsanların malumatı (bilgisi) nedir? Zevk ve benliklerinin ihtiyacı olan sanatlara ait bulunan bir şeydir. Lakin hak ve hakikate dair ne bilirler? Hiç! Akli denklem ile hakkı itiraf mümkündür; fakat bilmek, anlamak mümkün mü? Ne konuşalım! Harflerin bir araya getirilmesi ile hikmet noktası bilinir mi?
"Susarak bir kez pişman olunmasına karşın, konuşulduğu için on kez pişman olunduğunu savunan özdeyiş de bu anlamdadır; niçin? Çünkü maddesel bir olgu olan sözlerimiz bizi sıkıntılara sokabilir ki bu gerçektir. Ama susmak da pek o kadar masum değildir! Hele, tehlikelerin en kötüsü olduğu zaman. Susan insan aslında kendi kendisiyle baş başa olmak zorundadır ve gerçek onu cezalandırarak, sözlerinin sonuçlarını üstüne yıkarak onun imdadına yetişmemektedir. Bu anlamda susmanın bir bedeli yoktur. Ama aynı zamanda korkulacak şeyin nerede olduğunu bilen kişi, içsel bir yönelimle ve dışta hiçbir iz bırakmadan her kötülükten, her hatadan daha fazla korkar. İnsanların gözünde tehlike, kaybetme olasılığı nedeniyle riske girmektir. Hiç riskin olmayışı, işte bilgelik. Buna rağmen hiç riske girmemek, bu kadar kolay bir şeymiş gibi kaybedilmiş olmasına rağmen riske girerek kaybedilmeyecek şeyi kaybetmek ne korkunç kolaylıktır: Kaybedilen nedir? Benliğin. Çünkü riske girersem ve aldanırsam, o zaman(!) yaşam benliği kurtarmak için cezalandırır. Ama hiç riske girmezsem bana kim yardım eder? Belirgin anlamıyla hiçbir şey tehlikeye atılmadığı sürece(bu, kendi benliğinin bilincinde olmaktır) bu dünyanın tüm olanaklarına alçakça kavuşurum; ve benliğimi kaybederim."
“Tanrılar kurbanlara ihtiyaç duymaz, o halde onları memnun eden nedir? Bana kalırsa bilgelik edinin ve hak edenlere elinizden gelen her tür iyiliği yapın.”
Makul bir yaşam nedir? Düzyazı gibi bir yaşam sürmek mi? Çılgınlıktır bu! Ama kısmen buna mecburuz, zira sürekli şiirsel bir yaşamımız olsaydı, artık bunu öyle hissedemezdik. Şiiri hissetmek için düzyazı gerekmektedir.