Yıkımlar Toplumsal Psikoloji Bozularak Başarıya Ulaşır Emperyalizmin ve taşeronlarının hizmetinde toplumun birlik, beraberlik ve biz bilinci içinde bütünlüğünü bozmanın tüm araçlarını son yirmi yılda iç ve dış düşmanlar kullandılar. Böyle aman vermeyen azılı bir düşmana karşı savaşıyoruz. Umutlu insan sayısını artırmak yerine azaltmak
DOĞRUNUN CİNSİYETİ OLUR MU?
Bu yazıyı taraflı bir tavırla okuyorsanız, sizin de doğruyu duymaya ihtiyacınız var. Zira yalan söylenirse; kitap, doğru söz söyleme sanatı ismine zıt bir yönde gider. Mevzu, kadın erkek eşitliği. Doğru konuşmak bunun neresinde diyebilirsiniz? Bir şeyi çok konuşunca yeterince algı oluşturabilirsiniz, ancak bu, onun hak nezdinde doğru olduğu anlamına gelmez ve doğruluk derecesine getirmez. Dünyada üzerine en fazla konuşulan konulardan biridir: Erkek kadın eşitliği. Evet, doğrudur; doğruluk erkeğe de kadına da eşit mesafededir. Kadın ile erkek birbirinin zıttı değildir. Birbirinin tamamlayıcısıdır. Erkek de insan, kadın da insandır. Başta bunu kabul edelim. Doğruluk veya yanlış söylemek sadece erkeğe ve kadına mahsus degil; insana mahsus bir haldir. Değerlendirme sadece cinsiyet üzerinden olursa; istemediğiniz kadar zıtlık, bilimsel araştırma bulunabilir. Fiziki farklılıklar, zıtlık degildir, manada bir zıtlık yoksa eşitlik hasıl olur. Erkek ile kadın arasına İslamiyet'in çizdiği beynelmilel/evrensel cizgi; mahremiyettir. Bu çizgi, kadın erkek eşitliğini sağlar. Çünkü bu cizilen değer, her yerde eşittir. Ve erkek ile kadını zıtlaştırmaz. Diğer türlü mahremiyet aradan kalkarsa, asıl zıtlık ve zıtlaşma o zaman başlar.
Reklam
304 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kitap sohbet havasında ilerlediği için keyifli bir okuma oldu.Konular ve geçişleri ilgi çekici hikayelerle ve alıntılarla zengin bir anlatımı var.İçerik olarak; 1.bölüm;Bilim, kuantum fiziği, parapsikoloji ve mistisizm konularından oluşmaktadır. "Kuantum fiziğinde bilincin rolü nedir?Gözlemci olan insanın sadece gözlemlemesi mi yoksa sonucu
Usta ve Çırak Sohbetleri
Usta ve Çırak SohbetleriSultan Tarlacı · Destek Yayınları · 201849 okunma
Biz hayvanların akla ve dile sahip olma imkanını savunurken bunun bilimsel olarak 30-40 yıl içerisindeki çalışmalarla büyük oranda kanıtlanmış olduğu da ortadadır. En basit türden hayvanların hatta bitkilerin algı, duyumsama ve dil olarak adlandırılabilecek yetileri söz konusudur. Bu yetiler onların diğer varolanlarla iletişim kurması, etrafındaki dünyayı algılaması ve onu anlamlandırması anlamına gelir. Bu sayede bitkilerin dahi özel bir duyarlılığa ) hem belki insanınkinden çok daha derin ) sahip olduğu ispatlanmıştır.
Clark, "Niçin kimse fark edememişti?" sorusuna "Çünkü kimsenin aklına sahtecilik olabileceği şüphesi gelmemişti." diyor. Cevap doğru ama eksik. Çünkü şu soruyu da sormamız gerekiyor: "Niçin kimsenin aklına sahtecilik olabileceği gelmemişti?" Çünkü, evrim teorisinin ruhunu taşıyan bilimsel paradigma böyle bir kanıta ihtiyaç duyuyordu. Bilim adamlarının, böyle bir kanıta inanma arzuları vardı ve inandılar. İnsan zihninin doğruluğuna inandığı şeyleri destekleme yönünde, inanmadığı şeyleri ise çürütme yönünde çalıştığını gösteren araştırmalar yapılmıştır.
Bilimsel yayın ve ders kitaplarında: “İlâhî yerine, tabiî; yaratma yerine, oluşum; sevk-i ilâhî ve ilham yerine, sevk-i tabiî ve içgüdü; Allah’ın mu’cizesi yerine, tabiatın mu’cizesi; Allah’ın izni ve iradesi yerine, tesadüfen ve rastgele olduğu…” gibi; bu algı ve altmesajı içeren; “failsiz ve öznesiz veya sahte failli” kavram ve ifadelerin
Reklam
382 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.