Din-Bilim Tartışmalarıyla İlgili Fikirlerim
Bir söylemin doğru/yanlış olduğunu ya bilebilirsin ya da doğru/yanlış olduğuna inanabilirsin. Bu inanç ve bilgi çizgisini belirleyen ise ispattır.
Örneğin "Bu yıl 200 tane kitap okudum." diye bir söylemim var. Bu söylemin doğru/yanlış olduğuna ben ispat sunana kadar sadece inanabilirsiniz. Sesli bir şekilde 200 kitabı da okurken
Bilimi sadece bilimsel gerçekler olarak düşünüp, onu bir bilgi yığını olarak algılamak, onun içindeki heyecanı da yok saymayı beraberinde getirir. Oysa, hem bilimin geçirdiği badireler hem de bilim insanlarının tarih boyunca yaşadığı sıkıntılar ve başarılar ulaşılan sonuçlar kadar ilgi çekici ve önemlidir.
Günümüzde bilimsel bilgi, kuşkusuz kabul edilebilir görülüyor. Hatta yeni öğrendiğimiz bir bilginin bilimselliğini sorgulama eğilimine giriyoruz. Artık bilimsellikten söz ettiğimiz vakit, kabul edilebilir kesinlikte olduğunu düşünerek, sorgusuz sualsiz kabul ediyoruz.
Enes
@enesbir
·1g
“Yapılan bir araştırmaya göre...”, “Bilimsel olarak kanıtlandı!” “İsviçreli bilim insanları” ile başlayan bir cümle gördüğümüzde, devamında sunulacak iddiaya karşı güvenimiz ve kabul etme potansiyelimiz artar.
Az önce denk geldim. 
Taşkın Tuna nın evrenin başlangıcını anlatan (sözde) seriye sahip kitaplarının ilkini 9.sınıfta hocamız sınıfa zorla okutturmuştu. İlkini okuduktan sonra 2. ve 3. kitaplarını gidip ben almıştım. O zamanlar pek bilgim yok sonuçta, okudukça merakım artıyor, şaşırıyorum tabi. Şimdi geriye baktığımda zorlama tasavvufi çabasını görüyorum. Her bilimsel gelişmeyi-ki çoğunu bile bilmeden anlatmaya kalkışmış ya da basit anlatayım diye eğip bükmüş- Allah'la bağdaştırma çabası komik durmuş. Devamlı tekrarı düşmesinden bahsetmiyorum bile. Fayda sağlayacağım derken daha da zarar verdiğinin farkında mı, bilmem.
felsefe +4
Eğer iyi bir felsefe bilgisi, psikoloji bilgisi, bilimsel bilgi ve sosyoloji bilgisine sahip değilseniz hiçbir zaman iyi bir dindar olamayacaksınız.
Felsefe sizi dinden çıkarmaz, uykudan uyandırır!