Bilgi eğer engin ve ayrıntılıysa, geride kalmış zamanlara ve yerlere dair bir farkındalığı, bireyin her şeye kadir ya da her şeyden önemli olmadığına dair bir bilinci ve değerlerin uzağı görmesi mümkün olmayan kişilerce ortaya konulandan daha net şekilde görüldüğü bir bakış açısını beraberinde getirir. Bilgiden daha da önemlisi hislerin yaşamıdır. Hazzın ve duygusal yakınlığın olmadığı bir dünya değerden yoksundur. Bunlar bilimsel yönlendiricinin kesinlikle aklından çıkarmaması gereken şeylerdir ve eğer bunları unutmazsa yönlendirmesi büsbütün faydalı olabilir. Yeter ki insanlar, önceki tüm nesillerin aşina oldukları doğruları unutacak kadar yeni gücün sarhoşluğuna kendilerini kaptırmasınlar. Tüm bilgelikler yeni olmadığı gibi, tüm aptallıkların da henüz modası geçmiş değildir.
Bizim tasvir etmeye çalıştığımız bilim toplumu kendi saf biçiminde, tek bir istisna olarak münzevice bir feragat dışında, doğruluk arayışıyla, sevgiyle, sanatla, içten doğan hazlarla, insanların bugüne kadar el üstünde tuttuğu tüm ideallerle bağdaşmamaktadır. Bu tehlikelerin kaynağı bilgi değildir. Bilgi iyidir ve cehalet kötüdür: Evrenin âşığı olan kişi bu ilkede hiçbir istisna kabul etmez. Tehlikenin kaynağı ne kendi içinde ne de kendi için barındırdığı güçtür. Tehlikeli olan güç uğruna kullanılan güçtür, hakiki iyilik uğruna kullanılan güç değil. Modern dünyanın liderleri güç sarhoşu oldular: Daha önce kimsenin mümkün olabileceğini düşünmediği bir şeyi yapabiliyor oldukları gerçeği onların bunu yapması için yeterli bir sebep. Güç hayatın amaçlarından biri değildir, yalnızca başka amaçlara götüren bir araçtır ve insanlar gücün hizmet edeceği amaçları hatırlayana dek, bilim de iyi bir yaşama hizmet etmek için yapabileceklerini yapmayacaktır.
Başlangıçta bilim, evren âşığı insanlar sayesinde var olmuştu. Bu insanlar yıldızların ve denizin, rüzgârların ve dağların güzelliğini duyumsamışlardı. Çünkü onları düşünmeyi seviyorlardı ve tamamen harici olan düşüncelerin mümkün kılabildiğinden çok daha yakından tanımak, anlamak istiyorlardı. Heraklitos şöyle demişti: "Evren daima belirli
Belki de enjeksiyonlar, uyuşturucular ve kimyasallar vasıtasıyla nüfusa bilimsel efendilerinin onlar için iyi olduğuna karar verdiği her neyse o da aşılanabilirdi. Ardından baş ağrısı çekilmeyen yeni sarhoş olma şekilleri keşfedilebilir ve mest olup kendinden geçmenin öylesine nefis yolları icat edilebilir ki insanlar bunların uğruna ayık geçen saatlerini ıstıraplar içinde geçirmeye razı olabilirler. Sevgi olmaksızın, bilgi ve haz olmaksızın güçle yönetilen bir dünyada tüm bu olasılıklar mevcuttur. İktidar sarhoşluğuna kapılmış insan bilgelikten yoksundur ve dünyayı yönettiği müddetçe de dünya güzellikten ve neşeden yoksun bir yer olacaktır.
Filipin Devrimi, geniş halk kitlelerinin genel uyanışı olmadan hiçbir şekilde ilerleyemez. Halk demokrasisi veya yeni türde bir ulusal demokrasi konsepti, devrimci kitle hareketinin kültürel faaliyetlerini desteklemelidir. Ulusal, bilimsel ve kitlesel bir kültür, bugün hâkim olan emperyalist, feodal ve insan karşıtı kültürü alt edip devirmelidir.
Ümit hocamız bilimsel ve akademik bir dil ile istatistiksel, rasyonel veriler ışığında isabetli sosyopolitik saptamaları ile emperyal güçlerin Türkiye üzerindeki arzularını gözler önüne seriyor. Her Türk vatandaşının mutlaka okuması gereken, son derece çarpıcı ve bilgi yüklü bir kitap. Hiç zaman kaybetmeden, derhal okuyunuz arkadaşlar..
Hap bilgi edinebileceğiniz bir kitap aslında birçoğu bildiğiniz şeyler o yüzden pek doyurucu değil. Araştırılıp çok düşünülmüş bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Tavsiyelerinin arasında 5-6 tavsiye ancak işe yarar. Meditasyon yapın, domates yiyin, zararlı alışkanlıkları bırakın vs. demekten öteye geçemeyen bir kitaptı. Daha bilimsel yazılara dayanan bir kitap olduğunu düşünmüştüm. Herhangi bir internet sayfasında bile göreceğim yazılardı.Çerezlik bir kitap. Açıkçası,yarım kalmasın diye bitirdim.
1960'lara kadar doktorlar kurbağaları hamilelik testi için kullanıyorlardı. Bekleyiş içerisinde olan annenin idrarını Afrika pençeli kurbağasına enjekte edip bekliyorlardı. Eğer hayvan 12 saat içerisinde yumurtlarsa, bu kadının hamile olduğunu gösteriyordu.
Bilimsel anlamda birçok alanın yaşam üzerindeki tanımlamalarının, araştırmalarının,verilerinin düzenli bir şekilde aktarıldığı dolu dolu bir bilgi kaynağı özelliğini taşıyor.
Bu kitabı anlayabilmek için bilimsel okur yazarlığınızın en az lise düzeyinde olması gerekiyor.Temel düzeyde fizik,kimya, biyoloji, astronomi, çevre bilimi,yer bilimi,genetik,evrim alanında bilgi sahibi olunursa okuması da o kadar keyifli olur diye düşünüyorum.
Tipik modern zihin için bir şey mevcut haliyle değil, yalnızca nelere dönüştürülebileceği bakımından ilginçtir. Bu bakış açısından bakıldığında şeylerin önemli özellikleri, onların içkin nitelikleri değil faydalarıdır. Her şey bir alettir. Eğer bu aletin ne işe yaradığını sorarsanız, bunun başka aletler yapmaya yarayan bir alet olduğu ve bu başka
Bilimsel keşifler, keşfedilecek şeyden faydalanmak niyetiyle değil sadece bir şeyler keşfetmek niyetiyle yapılmıştır ve insan soyu bilgiyi sevmese ve bilgi peşinde koşmasa şu anda sahip olduğumuz bilimsel tekniklere asla erişemezdik. Mesela telsizin kullanımının dayandığı elektromanyetik dalgalar kuramını ele alalım. Bu konuyla ilgili bilimsel bilgi birikimini, elektrik olgusunun ara ortam ile bağlantısını ilk kez deneysel olarak araştıran Faraday başlatmıştır. Faraday matematikçi değildi ama vardığı sonuçlar, ışığın elektromanyetik dalgalardan oluştuğunu tamamen kuramsal kurgulamalar vasıtasıyla keşfetmiş olan Clerk-Maxwell tarafından matematiksel biçime indirgenmiştir. Bundan sonraki aşama, elektromanyetik dalgaları yapay olarak ilk kez üretmiş olan Hertz tarafından katedilmiştir. Bundan sonra geriye sadece bir tek bu dalgaların ticari bir kâr elde edilebilecek şekilde üretilebileceği bir cihaz icat etmek kalıyordu. Bu aşama da herkesin bildiği gibi Marconi tarafından kaydedildi. Faraday, Maxwell ve Hertz, şimdiye dek öğrenilebildiği kadarıyla araştırmalarının pratik bir uygulaması olma olasılığını bir an bile akıllarından geçirmemişlerdi. Aslında araştırmalar neredeyse tamamlanana dek, keşfedilenlerin nelerde kullanılabileceğini öngörmek de imkânsızdı.
Hayat insana her daim bir şey öğretiyor
Yıllardır
Vahyin kuramsallığını
Vahyin kuranını
Bize verdiğini düşündüğüm denklemlerden biri olan
Îmân edenler ve sâlih amel işleyenler
Terkîbindeki
Sorunlarımızdan çıkış yolunu geriye dönerek bulamayız. Ne tembellik edip çocuksu fantezilere geri dönmek insanların bilimden elde ettiği bu yeni gücü doğru kanallara yönlendirebilir, ne de temellere dair felsefi kuşkuculuk dünyanın gidişatında bilimsel tekniğin ilerleyişini durdurabilir. İnsan çekingen ve gönülsüz bir inanca değil, sağlam ve gerçek bir inanca ihtiyaç duymaktadır. Bilim özünde bilgiyi sistematik şekilde aramaktan başka bir şey değildir ve bilgi de, kötü insanlar onu hangi kötü amaçlar için kullanırlarsa kullansınlar, özünde iyidir. Bilgiye olan inancın kaybedilmesi insanın yapmaya muktedir olduğu şeylere dair inancın da kaybedilmesi anlamına gelir ve bu sebeple hiç tereddütsüz şunu tekrar etmek isterim ki boyun eğmeyen akılcı, çocukça avuntuların peşinde koşan ürkek insanlara kıyasla çok daha inançlı, çok daha iyimserdir.