Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.36.38
Bilimkurgu dünyasının “üç büyük yazarından birisi” olarak görülen Arthur Charles Clarke, 16 Aralık 1917 yılında Minehead, Birleşik Krallık’ta doğmuştur. Arthur C. Clarke aynı zamanda bir mucittir. Ramjet veya diğer adıyla soba borusu jeti adı verilen bir jet motor türünü icat etmiştir.
İnsanoğlunun en merek ettiği konu olan uzay, oraya
“İşte buzul çağının virüsü olmaya çoktan razıyım.”
“Ölümlülüğe sevinmek yalanı, ölümsüzlüğe vurgunluk aldanışı yanında daha mı yiğitçe, sağlam, düz, gerçeğe en yakın gerçek?” (syf 81)
Vüs'at O. Bener ( 01 Ocak 1922, Samsun - 01 Haziran 2005, Ankara)
Türk edebiyatında Postmodern türünün temcilcilerinden biri sayılır.
Buzul Çağının Virüsü (1984),
Bay Muannit Sahtegi'nin Notları
Bu kitap, en son "bu ne abartı kurgu, gereksiz hayal gücü" diyerek elimden bıraktığım Dan Brown'un "Cehennem" kitabını aklıma getirdi. Bir virüs dünyaya yayılıyordu dünya nüfusunu azaltma amaçlı. Çok da hayal ürünü olmadığını 2020 den beri görmüş olduk. O yüzden geçmişten bugüne neler yaşadığımızı ve gelecek zamanda neler olabileceğini düşündüğümüzde çok da komplo teorisi gelmedi bu kitap. Severek, beğenerek okudum. Bizim insanımız itaat etmeye çok meyilli olduğu için her şeye "komplo teorisi" etiketi yapıştırmayı çok sever. Yahudilerin "Arz-ı Mevud (vadedilmiş topraklar) politikasına ne kadar sadık olduklarını bilmek için Yahudilerin içinde yaşamaya gerek yok. Kitapta da bir noktada değindiği gibi bizim kendi kitabımız "Kur'an-ı Kerim" hakkında doğru düzgün bir bilgimiz yokken, diğer inanıştaki insanlar hiçbir noktasını atlamıyor. Eğer biz bu kitabı onlar kadar inceleyip üzerinde düşünmüş olsaydık "tayy-i mekan, bast-ı zaman" kavramlarının bilimselliğe aykırı olmadığını basiretli bir şekilde bilirdik. Bilimsellikle tasavvufu şahane bir şekilde işlemiş sevdiğim yazar. İskender Pala romanlarında tek bir konuyla sınırlı kalmayan, tekdüze bir anlatımdan uzak şahane bir yazar. Muazzam bir divan edebiyatçısı. Her bir kitabına hayran kaldığım gibi bunu da hayranlıkla okudum. Kitap sonlarını beklenmedik şekilde bitirerek de okuyucuyu hayrette bırakması takdire şayan. Kaynakçalara baktığımda zengin eserlerden yararlanmış olduğunu görüyorum. İskender Pala'nın kıymetini bilelim. İnşallah ölmez :)
96 syf.
9/10 puan verdi
Kitap güncel politika, koronavirus ile ilgili gelişmeler ve felsefe bilgisi gerektiriyor. Bu sebeple, hacmen küçük olsa da tam bir demir leblebi. Yani tekrar tekrar okunsa da çiğnenip hazmedilmesi zor ve tekrar tekrar bakıldığında hep farklı şeyler keşfedilebilecek bir eser.
Kapitalizm sebebiyle zaten uzun süredir eşitsiz bir topluma doğuyor insanlık. Üstelik artık hava manipülasyonları ile rahat nefes alabilmek de politik hale gelmiş durumda. Bu bağlamda tıp ve siyaset birbiriyle ilişkilenirken bilimsellik kazandırılmış yönetimlere meyil olabilir.
Bağışıklık demokrasisi içinde yaşıyoruz aslında uzun zamandır. Bağışıklık iki anlamlıdır malum. Birincisi bir şeylerden muafiyet anlamındaki bağışıklık ve diğeri de tıbbi anlamdaki. Toplumda hep biz-siz ikiliğinde vücut bulan bir ayrıcalıklı olmak veya olamamak hali vardır. Göçmen- yerleşik, kadın-erkek, beyaz-siyah... Koruma, kollama ve güvence demokrasisi birilerinin canına mâl olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bunun en somut örneği İtalya'da virüsle mücadele (?) sürecinde yaşlıların ölüme terk edilmesi. Gençlerin dünyasında yaşlılar bazı bağışıklıklardan yoksun çünkü. Korunan grup gençler...
İnfodemi, bilgi hastalığıdır. Yanlış bilgilerin yayılması başka türlü bir salgın hastalıktır zira.
Bu bağlamda, virüs eşitsizlikleri daha ayan etmiştir. Yönetimler de Orban'ın yaptığı gibi genelde olağanüstü yetkileri kendilerine atfederek sağlıklı toplum yolunda(?) otoriterleşme için meşruiyet zemini aramaktadır.
Hepi topu 89 sayfalık bu demir leblebiyi daha çok insan zihninde çevirse dursa da benden başka şeyler çıkarsayanların fikirleriyle de tanışsam ne iyi olur.
