ŞEYHKOLİK
Herhangi bir inanç, ideoloji ya da kişilik, kendini kapsadıklarıyla değil dışladıklarıyla belli eder. Bu konuya ilişkin bir örnek vermek gerekirse, bugün İbrani dinlerin, cinselliğe veya ikili ilişkilere karşı takındığı tutum bellidir. Normal ya da ölçülü bir ilişkiyi dışladıkları için bugün, en ölçüsüz insanlar, bu dinlere mensup insanların
Sayfa 34
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
Bir fert öyle bir hâle konulabilir ki, bilinçli kişiliğini kaybederek, bu kişilik özelliğini kaybettiren operatörün bütün telkinlerine itaat ve kendisinin bütün karakter ve alışkanlıklarına zıt davranışlar yerine getirir.
Temelde erkekler kadınları sağlıklı, doğurgan ve sadık oldukları için seçerler—pek tabii ki bu bilinçli bir seçim değildir. Erkekler bir kadın gördüklerinde, hemen onun çocuk doğurmak ve yetiştirmek açısından potansiyel yeteneklerine dikkat etmezler. Ama yine de er­kek bedeninin çekici bulmaya programlandığı özellikler, kesinlikle bu potansiyeli
Sayfa 163Kitabı okudu
Bilinçte kişilik oluşurken diğer yandan da kabul etmediğimiz, saklamaya çalıştığımız yanlarımızı karanlık tarafa, bilinçdışımıza iteriz fakat bu özellikler kaybolmazlar, sadece gelişmemiş halde ve duygu yüklü kalırlar. İşte bu nedenle gölge, bizim gelişmemiş ya da ilkel potansiyellerimiz olarak görülür. Bilinçli kişiliğimizin görmezden geldiği, unuttuğu ya da gömdüğü özellikler öylece yok olmaz, sadece bize görünmeyen alanda yaşamaya devam ederler.
Ego, bilinçli bir biçimde tüm insanı bir aygıt olarak hizmetine koşmaktadır. Bu yeniden-örgütlenmede, işletme yöneticisi olarak ego, kendi varlık ve etkinliğinin çok büyük bölümünü iş mekanizması olarak egoya devreder ve büsbütün soyutlaşıp sadece bir referans noktası haline gelir: Benliğini sürdürme çabası, kendi benliğinden vazgeçiyordur. Gerçek nezaket ve yumuşakbaşlılıktan histerik öfke nöbetlerine bütün kişilik özellikleri istendiği gibi çekip çevrilebilir hale gelir ve sonunda belli bir durumun gereklerine tam ve kesin olarak cevap veren gereçlere dönüşür.
Sayfa 240 - MetisKitabı okudu
Reklam
Masallar psikanalitik kişilik modelini uygulayarak, o anda hangi düzeyde işlev görürse görsün bilinçli, bilinç öncesi ve bilinç dışı zihne önemli mesajlar taşır.
Sayfa 10 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Giderek artan sayıda araştırmalar, kişilik ve bilinçaltı hareketleri ile kişilik ve bilinçli zihin hareketleri arasında önemli bir bağ olmadığını ortaya koymaktadır.
Sayfa 28 - 1- İşin Gizli Dili
Persona
İnsanın dış dünyayla uzlaşma çabası üzerine taktığı bir maskedir persona. Persona kolektif bilinçdışına ait bir parça olmakla birlikte aynı zamanda kişiliğimizin dış dünyaya ait olan bölümüdür. Aslında ne olmadığımızdır. Adını antikçağda aktörlerin oynadığı rolü belirtmek için yüzlerine taktığı maskeden alır. Bilinçli ya da bilinçsizce taktığımız bu maske ile kendimize bir vitrin oluştururuz ve bu vitrine yapay parçalar ekleriz. Dış dünyadaki ilişkilerimizi bu maskeyle düzenleriz. Toplum da bizden bunu ister, böylece toplumda neysek o oluruz. Bir öğretmen öğretmen gibi davranır, bir rahip ise rahip gibi. Herkes vitrinine göre davranır. Persona insan için iki tehlike barındırır. Gelişimi önemsenmediğinde dünyada konumunu belirlemekte sıkıntı yaşayan huzursuz insan ortaya çıkar. Fazla benimsendiğindeyse kişi kendisini rolüne fazla kaptırır ve kendine yabancılaşır. Bir nevi VR gözlüğüyle oynadığı oyunda kaybolmak gibi ... Oysa gerçek kişilik, maskenin altında gizlidir. "Persona bir anlamda toplumun beklentilerine göre şekillenir. Diğer yandan kişinin nasıl biri olmak istediğini veya nasıl biri olarak görünmek istediğiyle de ilgili karmaşık bir sistemdir. Ancak bu gerçek kişilik değildir, kişi istediği kadar bunun gerçek ve samimi olduğunu iddia etsin yine de değildir. Personanın kendisini göstermesi de başlı başına bir sorun değildir, yeter ki göründüğün gibi olduğun fikrine kapılma. Ancak bunun ayrımına varmıyorsan tatsız çatışmalarla karşılaşmak sürpriz olmaz"
Tarih insanların eseridir!!!
"İnsanlar,her biri bilinçli olarak kendi amaçlarını izlerler; tarihin seyri ne olursa olsun,kendi tarihlerini kendileri yaparlar; tarihi oluşturan şey,ayrı doğrultularda etki yapan sayısız irade ile bunların dış dünya üzerindeki çeşitli etkilerinin bileşkesidir. Burada önemli olan,birden çok insanın ne istediğidir; iradeyi belirleyense tutkudur,ya da düşüncedir. Tutkuyu ya da düşünceyi doğrudan belirleyen araçlar değişik niteliktedir. Bunlar bazen dış nesneler olabilir; bazen de gelecekteki mevki hırsı, 'gerçeklik ve adalet aşkı', kişisel kin,kişisel kapris gibi ideal ya da kişilik sorunlarıdır. Her biri tek başına,ya da birkaçı birlikte çoğu kez,elde edilmek istenilenden tamamen farklı,hatta tam tersi olarak sonuçlanır; bu nedenle bu iradeleri belirleyen nedenler,sonuç açısından belirleyici olmayıp,ikinci derecede önem taşıyan faktördür. Bununla birlikte,etkin insanların düşündüklerinde tarihsel nedenlerden hangilerinin bu güdüleri çağrıştırdığı sorgulanabilir." Engels,Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu Kitabından
Sayfa 191Kitabı okudu
495 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.