Teşyi etmek: Uğurlamak, geçirmek.
Kullanımı:
Bütün ömrüm boyunca her geçtiğim yerde beni karşılayan ve teşyi eden hazin baş sallamaları, kendisini gizlemeğe çalışan merhametli tebessümler, daha hoyratlarında yüzüme karşı hain gülmeler başlamıştı.
Muganniye: Şarkıcı kadın.
Kullanımı:
(...)sırf Halit Ayarcı’nın himmetiyle bu mühim müesseseye büyük ve şöhretli muganniye olarak girmesinden sonra, böyle bir fikri ortaya atmam hiçbir zaman doğru olmaz.
Nezretmek: Adamak
Kullanımı:
Babamın dedesi, Bâb-ı Ali memurlarından Tevkiî Ahmet Efendi, Mısır meselesi zamanında bir iftira yüzünden başının çok sıkıştığı, hattâ hayatının bile tehlikeye girdiği bir sırada, kurtulursa bir cami yaptırmayı nezretmişti.
Velut:
1. Doğurgan.
2. Çok eser ortaya koyan, verimli.
Kullanımı:
Müessesemizin Halit Ayarcı’nın teşebbüs kudretinden, velut düşüncesinden çıktığını hiçbir zaman inkâr edecek değilim.
Matbah: Mutbah. Yemek pişirilen yer.
Kullanımı:
Şeyh efendi bakmış, adamın niyeti halis, geri çevirmek olmaz, matbahtan bir avuç bakla tanesi getirtmiş.
https://1000kitap.com/yazar/Iskender-Pala -