ah, yaşamanın büyük gizi, bilinmezlik mi yoksa seni böyle çekici, tutkulu, güzel kılan.
Yarınlarını görebildiği hangi hayat insanoğluna ilginç gelebilirdi ki zaten bu bilinmezlik değil mi umutları tazeleyen
bu yüzden “yarın ola hayrola” sözü boşuna söylenmemiş olsa gerek...
Sayfa 7 - 40 KitapKitabı okudu
Sadakat
En derin bilinmezlik,
Kendini yok sayman.
En yoksun varoluş,
Kendinle hesaplaşman
Her şey gücü yeter de insanın;
Bir tek kendini anlamaz.
.
.
.
Sayfa 72 - Yason yayınlarıKitabı okudu
"Canlıları ölülerden ayıran çizgiyi hatırlatan bu çizginin bir adım ötesi bilinmezlik, acı ve ölümdür. Orada ne var? Kim var? Orada, boşluğun, ağacın, güneşin aydınlattığı çatının ardındaki ne? Kimse bilmez ama herkes bilmek ister; insan bu çizgiyi geçmeye korkar ama geçmek ister ve bilir ki er geç onu geçmek, orada, çizginin diğer tarafında ne olduğunu öğrenmek zorunda kalacak, orada, ölümün öte tarafında ne olduğunu kaçınılmaz olarak öğrenmek zorunda kalacağı gibi..."
Sayfa 218 - İş Bankası Kültür Yayınları
“Bilim ve mucize benim için aslında tek bir anlam ifade ediyor, bilinmezlik.”
Sayfa 42 - PDFKitabı okudu
Varlığını bilinmezlik toprağına göm. Gömülmeyen şey nabit olmaz
Çünkü kargaşa ve bilinmezlik aklı zorlar ancak bilgi ve aşinalık zihne huzur verir.
Sayfa 24 - Karakarga Yayınları / Kayıp Kitaplar Kütüphanesi / 1.BaskıKitabı okudu
Asla bulunamayan kayıp bir kişinin en kötü yanı geride bıraktıkları kişinin gerçekten yas tutamamasıdır . Sürekli bir bilinmezlik alacakaranlığında sıkışıp kalmış durumdalar .Kapanamayan uygun şekilde yas tutamayan bir tür uyuşmuş belirsizlik içinde var olurlar .
İnsan bile bilinmezlik çemberine takılır durur..
“Kalbimizde hissettiğimizi, bağrımızda yanan ateşi hiçbir bilim olumlayamaz.”
Varlığını bilinmezlik toprağına göm. Gömülmeyen şey nabit olmaz.
Sayfa 17