Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilinmezlik hakkında düşüncelerimize genellikle, bilinenler hakkında kafamızda olan kavramların rengini yakıştırırız:
Sayfa 104
Ölüm basittir aslında. Tahrip edici bir yıkım topuzudur. Size vurur, paramparça olursunuz ama bir süre sonra toparlanırsınız. Ama o bilinmezlik, o şüphe, o çok hafif umut ışığı içinizi acımasız bir mikrop gibi kemirip durur. Çürümeyi durduramazsınız. Yenilenemezsiniz. Kuşkunuzun içinizi kemirmesine mani olmazsınız.
Reklam
Ölülerle dirileri ayıran çizgiye benzer bir çizginin bir adım ötesi... Bilinmezlik, acı ve ölüm... Ne var orada? Orada, o tarlanın, o ağacın arkasında, o güneşle aydınlanmış damın altında kim var? Kimdir orada olan? Bunu kimse bilmez, ama bilmek ister. Herkes o çizginin ötesine geçmekten hem korkar, hem bunu ister. Bilirsin ki, o çizgiyi er geç aşmak, ötesinde neyin bulunduğunu öğrenmek zorunda kalacaksın, tıpkı ölümün ötesinde ne bulunduğunu öğrenmek zorunda olduğun gibi. Oysa kuvvetli, sağlam, neşeli ve heyecanlısındır, çevrende de aynı şekilde sağlam heyecanlı hayat dolu insanlar vardır..." Düşman karşısına çıkan her insan, böyle düşünmese bile buna benzer bir duygu içinde kalır. Bu duygu o an olup bitenlere apayrı bir anlam kazandırır, o sırada olup biten herşey insanın zihninde sevinçle karışık kesin bir iz bırakır.
Sayfa 258 - Sayfa: 258 ve 259
Bilinmezlik hakkındaki düşüncelerimize genellikle, bilinenler hakkında kafamızda olan kavramların rengini yakıştırırız: Ölümü uyku hali olarak adlandırıyorsak bu, onun dışarıdan bakıldığında uykuya benzemesinden kaynaklanır; ölüme yeni bir hayat dememizin nedeniyse, hayattan farklı bir şey gibi görünmesidir. İnançlarımızı, umutlarımızı gerçekle aramızdaki bu küçük yanlış anlamalar sayesinde kurarız – ve mutluluk oyunu oynayan yoksul çocuklar gibi, ekmek kırıntılarına pasta diyerek yaşarız.
Anlamıyorsun,sen olmasan da sürecek yaşam diye bilinen bilinmezlik.
Sayfa 96
Reklam
Bilinmezlik
"Bizi kullanabilirler, beyinlerimizle oynayabilirler dostum! Bize hafızamızı mı geri verecekler yoksa yenilerini mi koyacaklar, bunu nasıl bileceğiz?"
Sayfa 38 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Hakan Günday kafası
"Bir roman okumuştum Nilay. Bundan yıllar önce. Şimdi adını hatırlamıyorum. Romanın kahramanı bir polisiye yazarı. Dünyaca meşhur ve Nobel ödüllü bir yazar. İmza günleri düzenleniyor ve önünde binlerce kişilik bir kuyruk oluşuyor. Kitaplarını imzalaması için yazar adına iki günlük bir organizasyon gerçekleştirmişler. Yazar, önüne konan her
Taleb şan değildir. Razı ol, şan da senin, nam da senin. Varlığını bilinmezlik toprağına göm. Gömülmeyen şey nabit olmaz.
Sayfa 17 - Levha 2, Ahlâk DersiKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.