Buz gibi odanın içinde günlerdir uykusuz ben. Bu sefer ki bilinmezlik. Ne yaptığımı bilmiyorum ya Rab. Üşüyorum, bunu iliklerime kadar hissediyorum. Ayaklarıma inmiş kara sular. Ben çok yol almışım. Sonunda durmuşum ya Rab. Durmuşum ve artık adım atacak mecalim kalmamış, susuz sersefil kalmışım ya Rab. Çıkamıyorum bu içine düştüğüm bilinmezlikten. Bir çıkış yolu ya Rab. Bak yatağım, bir aynam ve odanın köşesinde var bir saksıda iki dal beyaz orkidem. Ah orkideler… Yoldaşım mı demeliyim, bilemiyorum. Her neyse. Onlar da soldu gitti işte. Solmadılar, soldurdum. Bir çiçeğe bile bakamadım işte. Sıkışıp kaldım dört duvar arasına, velhasıl kendi içime. Oda buz gibi, saat sabaha karşı 8… Güneş vardır şimdi maviliğinde ya Rab. Kaç gün oldu bilmiyorum. Isınmayalı kaç gün, güneşi hissetmeyeli kaç gün… Aynadaki adamı tanıyamayalı günler değil yıllar oldu ya Rab. Ah şu dağınık saçlarımın, ervahıma özenmişliği… Ah şu sakallarımın sarmaşık misali sarmışlığı suretimi… Gidilecek bir yol varsa, ki benim bildiğim yok; aç kapıları bana ya Rab, aç çıkayım şu kafesten. İnşiraha kavuştur şu daralmış ervahımı. Şayet yoksa yol, yoksa açılacak bir kapı; anıların sindiği, küfürlerime, bağırışlarıma, yalvarışlarıma, özleyişlerime, dualarıma, beddualarıma, tertemiz delirmişliğime ev sahipliği yapan bu dört duvar arasında soldur beni orkidelerim gibi ya Rab. ~Cihan
Başlamak, Duman , Bilinmezlik
Sigaraya başladım, sonra nargileye, az ama ikisi de. Duman özlemi var bende, siz bilmezsiniz. Duman dinliyorum bu ara yine, tatlı tatlı söylüyor, “Sor bana pişman mıyım?” değilim. Yürümeye başladım, spor sayılabilecek hareketlere de üstelik. Yeşil alanlarda zaman geçiriyorum, turistler gibi ağzı açık garip bir gülümsemeyle bakıyorum çimenlere,
Reklam
Aslında bilinenin aksine.. Bir bilinmezlik içinde yaşıyor insan.
Çoğu bilinmezliğe doğru bir yolculuk halindedir; evet insanlardan bahsediyorum. Sen, ben, geriye kalan herkes bu soyut yolculuğu deneyimlemektedir. Bilinmezliğin sıfatı ve buraya katedilen mesafenin yolculuk niteliği taşımasında temel görüş insan zihninin terminolojisinde ki yetersizlikten kaynaklanmaktadır. Büyük bir devrimdir! Daha öncesinde düşünülmeyen her zerre, tanımlanmaya başlanıp "bilinmezlik" olarak adlandırılmıştır. Gerçekleşmekte olan deneyimler yolculuğumuzun bir parçasıdır, yeterince açıktır. İnsan kendini tanımadan önce insanları tanımaya başlar, bu benlik için yeterli bir travmadır. Bu noktadan sonra ego yetersiz kalmaya başlar, kendini tanır, öğrenir ve birlikte vakit geçirir. İnsanın kendisiyle konuşması bundan süregelir, ihtiyacı vardır. Sosyal kaygının sınırlarının esnekliği onu şaşkına çevirir kendisine küser ama zihin buna izin vermez. Gerekli tüm donanımlara sahiptir, onu diğerlerinden korumak için gelişim öngörülebilir bir şekilde hızlanır. İvme kazanan benlik kişisel etkinin dallarıyla baş ederken, onu özümserken bir anda daha büyük düşüncelere atılmak ister, küreselleşir. Sınırlara çok dikkat etmek gerekir, her zaman bir adım daha atarak düşünmeye başlamak. Hayal gücü ile beslediğin zihin, gerçekler ile algısal kayıplar verebilir.
İnceden bir yağmur yağıyor dışarda, Hayalinin gözümde canlandığı yerdeyim. İçimde tıkanan çığlıklar, Yankılanıyor yağmur damlalarında. Uzakta, çok uzakta, Bitmek tükenmek bilmeyen bir umudun Yaralı bir ruha dokunan elleri.. Siyaha bürünmüş saçlarımda ayışığı, Her sahneden bir resim.. Beklemek cehennemdir, Bilinmezlik ceza.. Artık umut etmiyorum bu defa, Bakışların teke tek ve bıçak bıçağa.. Bir ince sızısın, Ne çıkıyorsun aklımdan, Ne vazgeçiyorsun canımı acıtmaktan..!! 09.12.2021 @icequeen515
Bilinmezlik
Umudun rengi nedir? Diye düşündü Henüz bilmediğini fark etti Umudun renginin olması için Önce umudun olması gerekirdi. Umudu var mıydı? Henüz onuda bilmiyordu! 16.09.2021
Abdulrahim Arslan
Abdulrahim Arslan
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.