İçimde anlamlandıramadığım bir heyecan var uzun zamandır böyle hissetmemiştim.Sanki Uzun zamandir beni bekleyen bir şeye doğru gidiyormuşum gibi ama ne olduğunu bilmiyorum ve bu bilinmezlik içimdeki heyecanı arttırıyor çok garip...
Bugünkü konumuz okurken beni etkileyen çokça altını çizip düşündüğüm o kitap: Şeytan’ın Günlüğü. Öncelikle konusundan biraz bahsetmem gerekirse şu şekilde açıklayabilirim. Kitabımızın konu aldığı şeytan cehennemde canı sıkıldığı için ve insanları daha yakından tanımak için dünyaya Amerikalı bir milyarderi öldürerek onun kılığına girmiş bir
Taleb şan değildir. Razı ol, şan da senin, nam da senin. Varlığını bilinmezlik toprağına göm. Gömülmeyen şey nabit olmaz.
Dünya süretlerinin bulaştığı ayna nasıl parlar? Huzura girmeden önce tevbe sularında yıkan.
Kader teneffüs ettiğin her nefeste seninle.
Eşyadan eşyaya seyahat edip durma. Kendine uzaktan bakmayı öğren. Bir dolap beygirine
İnsanlar kirletir bizi ve severken öldürür."
İlk incelememe #Siyah laler John Steinbeck kitabında geçen bu şahane sözle başlamak istedim. Kitap başlı başına bir olay
Aşkın (kişinin herhangi bir konuda gösterdiği caba) en saf ve güvenilir yanına değinmesi insanda umut uyandırıyor. Bunca kötülük içinde güven duygusunu aşılıyor insana. Kimi
Agatha Christie kitapları ilgi çekici olmakla beraber aslında kendi içinde kendini farklı olaylarla tekrarlayan kitaplar gibi. Hercule Poirot usta bir dedektif, bakış açısı ve olayları çözümleme yöntemleri diğerlerine göre farklı fakat her nedense ya tesadüfen gittiği yerde yada çağırıldığı yerde veya bulunduğu ortamda oluşan cinayetler hep bir gizem, hep bir bilinmezlik içeriyor. Yazar aslında hep burada tekrara düşüyor. Kitapların başlangıç hikayeleri bu noktada benzer.
Fakat öyle yalın ve öyle ustalıkla yazılmış kitaplar ki kendinizi okumaktan ve hikayenin içine girmekten alamıyorsunuz. Kitapları çok akıcı ve okumaya başladığınızda işimi gücümü bitirsem de kitabı okumaya devam etsem diyorsunuz. Kitabın sonunda kimin katil çıkacağını düşünmekten ve olayları değerlendirip sonuca varmaya çalışmaktan kendinizi alamıyorsunuz.
Kısacası güzel bir kitaptı.
Agatha Christie kitaplarına kütüphanenizde yer açmanız ve kendinize bu gizemli bir bulmacanın içinde yer vermeniz güzel olur.
Yamalı Yürekler kitabının yorumu ile geldim
Mayıs ayının sıradaki kitabı ile sizlerleyim. 2024 yılı basımlı 284 sayfalık bir kitap.
𖹭Yağmurlu bir ilkbahar sabahıydı. Kara Konak'ta yaşayan bir kız, içine işleyen gamlı gamlı öten bir kuş sesine uyandı. Yatağından doğrulup baktığında, kabarık tüylü,