''Anna, Bovary, Freud ve Korku''
Kitabın başından itibaren Freud etkisini hissediyorsunuz. Psikolojik değerlendirmelerde etkilendiği kişinin Freud olması daha güçlü bir profil çizmesine yardımcı olmuş. Diğer yandan edebiyatın en çok işlenen konularından birisini farklı bir bakış açısından anlatması ilgimi çekti. Kadının korkusu, rahatlaması, normale dönüşü ve yaşadığı duyguların gelip geçiciliği ister istemez okuyanda da rahatsızlık oluşturuyor. Benim yabancı eserlerde ısrarla anlayamadığım konu ise şu, aldatılma konusunun sonunda affetme ve rahatlama hissi. Madem affedilecek ve rahatlayacaklar bizi niye duygudan duyguya sürüklüyor bu yazarlar :)
Diğer örnekleri belli zaten bu tarz konuların Karenina, Bovary; gel bizim edebiyata Eylül, Aşk-ı Memnu vs vs. İnsanlarda kadın aldatırsa affedilir gibi bir algı oluşturuyor ister istemez. Halbuki aldatmak kadın-erkek ayrımı olmaksızın vasat bir harekettir. Ve şahsi fikrimce affedilir bir şey değildir. Kitapta yaşanılan korku, içgüdüsel olarak engel olunamayan bir bilinmezlik hissiyle geliyor. Ama kadına acıyacağımız, üzüleceğimiz ''ay yazık'' diyeceğimiz bir durum söz konusu değil. İnsanlar acılarını seçmekte özgürler sonuçta :)