Hele Arabistanlı Müslümanlar sürekli sigara içiyorlardı; hattâ hacc sırasında bile bırakmıyorlardı sigaraları ağızlarından . Bu sigara belası , Peygamber Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem zamanında bilinmiyordu. Bilinseydi ne olurdu, öyle sanıyorum ki Peygamberimiz yasaklardı bu sigarayı.
Sayfa 671Kitabı okudu
Ne yazık ki o zamanlar uzaydaki kara delikler henüz bilinmiyordu. Eğer bilinseydi göğsünde büyük bir kara delik açıldığını hissettiğini söylemesi kolay olurdu.
Sayfa 25 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
520 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Tanışma kitabım
Merhaba arkadaşlar. Bugün sizlerle kabuğunu kıran inci kitabını buluşturacağım. Öncelikle kitabı gerçekten sevdiğimi belirtmeliyim. Daha önce de Taliban kitaplarını okumuştum bu da onlar kadar iyi ve başarılıydı. Kitap, iki farklı zaman aralığını yansıtmakta. Rahima günümüz Afganistanını gözler önüne sererken ondan 100 yıl önce yaşamış olan
Kabuğunu Kıran İnci
Kabuğunu Kıran İnciNadia Hashimi · Arkadya Yayınları · 20191,224 okunma
Bu sigara belası, Peygamber Hz. Muhammed zamanında daha bilinmiyordu. Bilinseydi ne olurdu, öyle sanıyorum ki Peygamberimiz yasaklardı sigarayı.
Sayfa 671Kitabı okudu
Ne yazık ki o zamanlar uzaydaki kara delikler henüz bilinmiyordu. Eğer bilinseydi göğsünde büyük bir kara delik açıldığını hissettiğini söylemesi kolay olurdu.
Türk vatanı zokayı yutmuşların veya başka bir yörede dikiş tutturamamışların bir sığınağı değildir (Olmamalıdır demem daha uygun olurdu). Hıristiyan takviminin 1915. yılında Çanakkale’de bütün dünyaya Türk milletinin sıfırı tüketmediğini gösterdik. İyi mi oldu? Hayır, hiç iyi olmadı. Türk vatanı Türk yurdunun yüceltilmesi sonucunda ele geçmiş bir yer olarak bilinseydi dünyaya gösterdiğimizin değerini belletecektik. Bilakis tersi vuku buldu. Batı Medeniyetinin terk ettiği ne varsa onu baş tacı ettik. Etmemiş olsaydık 27 Mayıs millî bayram sayılabilir miydi? Başımıza gelen hangi hadise ders çıkarmamıza sebep oldu? Niçin hiçbir hadise bize öğretici gelmiyor? Gelmeyişin iki sebebi var: Modernleşme istikametinde her hareket bir gayri-Müslim çevrenin programına hizmet ediyor. Bu bir. İkincisi aynı hadiseden zarar görenlerin duasının şöyle oluşudur: Allah daha beterinden korusun veya Allah bu günleri aratmasın. Kimin kimle neyin pazarlığını yaptığı ayan beyan olmadan kötüden betere gideceğiz. -İsmet Özel-
Reklam
İnsan mutluluğunun özü kaygı uyandırıcıdır . Ne tamamen ele geçirilir ne de hep sürer. Bir adamın çok büyük geliri olabilir , ama aşağı bir sınıftan geldiği için hicap içinde­dir. Bir başkası soylu olduğu için tanınır, ama ailesinin maddi kaynakları yetersiz olduğu için tanınmamış olmayı yeğler. Bir adam hem zengin hem de soylu olabilir, ama yaşamını bekar sür­dürdüğü için hayıflanır. Bir başkasının mutlu bir evliliği vardır , ama hiç çocuğu olmadığından servetini bir yabancıya bırakacak olmanın sıkıntısıyla yaşar . Başka bir adam ise çocukları olduğu için mutludur ama oğullarının ya da kızlarının işlediği kusurlar yüzünden üzülür, gözyaşlarına boğulur. Demek ki hiç kimse ken­di payına düşen mutlulukla tamamen nasiplenemez. Çünkü her mutlu durumun tatsız bir yanı vardır. Sadece henüz yaşanmadı­ğı için bilinmiyordur. Bilinseydi ürkütücü olurdu.
O gece Tita hiç uyumadı. Hissettiklerini açıklamaya sözcükler yetmezdi. Ne yazık ki o zamanlar uzaydaki kara delikler henüz bilinmiyordu. Eğer bilinseydi göğsünde büyük bir kara delik açıldığını hissettiğini söylemesi kolay olurdu. Bu kara delikten sürekli gelen soğuk içine işliyordu.
Filozof Boethius
Hiç kimse kendi konumunu az da olsa kusurlu bulmayacak kadar mutlak anlamda mutlu olamaz. İnsan mutluluğunun özü kaygı uyandırıcıdır. Ne tamamen ele geçirilir ne de hep sürer. Bir adamın çok büyük geliri olabilir, ama aşağı bir sınıftan geldiği için hicap içindedir. Bir başkası soylu olduğu için tanınır, ama ailesinin maddi kaynakları yetersiz olduğu için tanınmamış olmayı yeğler. Bir adam hem zengin hem de soylu olabilir, ama yaşamını bekar sürdürdüğü için hayıflanır. Bir başkasının mutlu bir evliliği, vardır, ama hiç çocuğu olmadığından servetini bir yabancıya bırakacak olmanın sıkıntısıyla yaşar. Başka bir adam ise çocukları olduğu için mutludur ama oğullarının ya da kızlarının işlediği kusurlar yüzünden üzülür, gözyaşlarına boğulur. Demek ki hiç kimse kendi payına düşen mutlulukla tamamen nasiplenemez. Çünkü her mutlu durumun tatsız bir yanı vardır. Sadece henüz yaşanmadığı için bilinmiyordur. Bilinseydi ürkütücü olurdu.
Sayfa 178
"Hiç kimse kendi konumunu az da olsa kusurlu bulmayacak kadar mutlak anlamda mutlu olamaz. İnsan mutluluğunun özü kaygı uyandırıcıdır. Ne tamamen ele geçirilir ne de hep sürer. Bir adamın çok büyük geliri olabilir,ama aşağı bir sınıftan geldiği için hicap içindedir. Bir başkası soylu olduğu için tanınır,ama ailesinin maddi kaynakları yetersiz olduğu için tanınmamış olmayı yeğler. Bir adam hem zengin hem de soylu olabilir,ama yaşamını bekar sürdürdüğü için hayıflanır. Bir başkasının mutlu bir evliliği vardır,ama hiç çocuğu olmadığından servetini bir yabancıya bırakacak olmanın sıkıntısıyla yaşar. Başka bir adam ise çocukları olduğu için mutludur ama oğullarının ya da kızlarının işlediği kusurlar yüzünden üzülür,gözyaşlarına boğulur. Demek ki hiç kimse kendi payına düşen mutlulukla tamamen nasiplenemez. Çünkü her mutlu durumun tatsız bir yanı vardır. Sadece henüz yaşanmadığı için bilinmiyordur. Bilinseydi ürkütücü olurdu."
Sayfa 178 - Belirsizlik tesellisiKitabı okudu
41 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.