Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok iyi tespit değil mi?
Genç hanımlar, ağızlarını hiç açmadan, insana “rüküş” demesini iyi bilirler!
Edebiyatla uğraşanlar bilirler ki, destanın doğuşu böyledir. Destanı halk, sanatçısıyla birlikte yapar.
Reklam
Dış politikada karar verme
Rasyonel modeller pek fazla ampirik geçerliliğe sahip değildir. İnsanlar nadiren rasyonel bir modelin gerekliliklerini yerine getirmektedir. Bunun anlamı,insan tercihini açıklayan rasyonelliğin ötesinde başka şeylerin olduğudur. Bilişsel psikoloji insanların basitliğe ve tutarlılığa öncelik verdiğini ve bunun onları kötü hesapçılar hale getirdiğini ortaya koyar. İnsanlar aynı zamanda kazanç elde etmeden çok kayıptan kaçınma eğilimi taşırlar. Siyasi liderler, durumun aşırı basitleştirilmesi riskini ortaya çıkaracak şekilde karmaşık ortamı basitleştirmek için bilinçsiz bir şekilde kıyaslama mantığını kullanırlar. Dış politika uzmanları'tilkiler' ve 'kirpiler' olarak sınıflandırılır. Kirpiler "bir büyük şeyi" bilirler ve uzun vadeli tahminde bulunmada iyi değildirler. Hatalı oldukları durumlarda belli bir yönde politika sürdürme olasılıkları yüksektir. Tilkiler ise 'birçok küçük şey' bilirler ve özellikle kısa vadeli tahminde bulunmada iyidirler. Daha dinamik ve yeni durumlara adapte olucu politika izleme olasılıkları yüksektir. Birçok karar güçlü duygusal tepkilerin sonucu olarak ortaya çıkmış gözükmektedir. Nöroloji, beynin belli davranış türlerine nasıl ulaştığını 'anlamamızı' sağlar ve böylece nörologların çalışmalarını dış politikan analizinin önemli kaynaklarından biri haline getirir.
Çaresiz insanlar uyumak ister gençler. Hayattan zerre beklentisi olmayan, beklenti derken bekleyeceği bir şeyi kalmayan, umut denen hissiyat mumunu ağzıyla söndüren insanlardan bahsediyorum. Onlar kendilerini bilirler, selam olsun.
Bir de cahillerden oluşan boş inançlar sınıfı vardı elbet; böyleleri hiçbir şey bilmemekle kalmaz, olmayanı da bilirler.
Beline - Elbette bilmezsiniz; sizin gibi pek uslu, son derece namuslu kızlar, ancak babalarının sözlerini kulak arkasına atıvermesini bilirler. Öyle söz dinleme, saygı gibi şeylerin artık modası geçti! Angelique - Bir kızın babasının sözünü dinlemesinin de bir sınırı vardır madam; akıl da, yasa da her sözü dinlemeyi gerektirmez.
Reklam
Zira bizim için içsel ve dışsal koşullara ilişkin olarak değişmez zorunluluğun tam kesinliğinden daha etkili bir teselli yoktur. Başımıza gelen hiçbir kötülük, bizi bunun önlenebileceği koşulları düşünmekten daha fazla üzmez; bu nedenle sükûnetimiz açısından hiçbir şey, tüm tesadüflerin kendilerini hüküm süren kaderin araçları olarak gösterdiği ve böylece bizim de meydana gelen kötülüğe iç ve dış koşulların çatışmasıyla çekildiğimizi kabul ettiğimiz olaylara gereklilik yönünden bakmaktan daha etkili değildir: yani kadercilik. Aslında biz sırf ya başkaları üzerinde etkili olacağını ya da eşi benzeri görülmemiş bir çabayla kendimizi kışkırtmayı umduğumuz sürece sızlanırız ve öfke duyarız. Fakat çocuklar ve yetişkinler başka türlü olmayacağını açıkça gördüklerinde yetinmeyi çok iyi bilirler.
Sanatçının tutkusuz, yansız bir tanık olamayacağını be­lirtiği makalelerinde şunları söylüyordu Nazım Hikmet: «Dönemlerinin karanlık güçleriyle savaşan ilerici sa­natçılara her ülkede ve her çağda rastlanır. İnsanların mut­luluğu ve dünyada güzel bir yaşam için savaşa giren bu ilerici sanatçılar her zaman karanlık güçlerce kuşatılmış,kovuşturulmuş, baskıya uğratılmış, hapsedilmiş ve öldürül­müşlerdir. Fakat onlar hiç bir baskı ve tehdidin, hiç bir ölümün, hiç bir yalanın; tarihin akışını, iyiye, güzele, haklıya ve mutluluğa yönelişini durduramıyacağını bilirler. Ve bu yazarların yapıtları ve bütün yaşamları gelecek kuşaklara örnek olur.»
Bakara Suresi 26.Ayet
Şüphe yok ki, Allah herhangi bir şeyi, bir sivrisineği, hatta onun da ötesindekini misal vermekten utanıp çekinmez. Bunun karşısında iman edenler onun, Allah’tan gelen gerçek olduğunu bilirler, inkâr edenler ise “Allah misal olarak bununla neyi kastediyor?” derler. Allah birçok kimseyi onunla saptırır, birçok kimseyi de onunla doğru yola iletir; onunla başkalarını değil, ancak emrine karşı gelenleri saptırır.
Çünkü kıyının her iki yanında ağır başlı beyler otururlar.
Ah, dostlarım! Dehanın fırtınası neden böyle ender kopar, dalgaları neden böyle seyrek coşar, şaşkın ruhumuzu sarsar? Sevgili dostlar, çünkü kıyının her iki yanında ağır başlı beyler otururlar; bahçeli evlerini, lale bahçelerini, bostanlarını sel basmaması için setler, arklar yaparak, ilerde ortaya çıkabilecek tehlikeyi def etmeyi bilirler.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.