Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şems-i Tebrizi
“Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir' diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”
Sayfa 134
yan yana uçan iki güverciniz mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler razı olma hiçbir sessizliğe biliyorsun seni seviyorum pencereden bakmayı öğreteceğim sana…”
Reklam
Dilimin ucunda bir sözcük var, söyleyemiyorum onu. Bir huzursuzluk, biliyor musun? Biliyorsun. Ama adı olmayan her şey adsız kalmalı dersin sen, biliyorum.
Dill bir kaplumbağanın altına bir kibrit tutmanın korkunç bir şey olduğunu söyledi. "Korkunç bir şey değil, sadece onu kabuğundan çıkmaya zorlar. Onu alevlerin arasına atmazsın ki,' dedi Jem hışımla. "Bir kibritin onu incitmeyeceğini nereden biliyorsun?" "Kaplumbağalar bir şey hissetmezler, şapşal," dedi Jem. "Sen hiç bir kaplumbağa oldun mu ki?"
(tecâhül-i ârif, zarif ziyadesi, kirli piyade) oysa bahsetmiştim, -----soluk çiçek demetleri gibi köprüyü geçince hemen----sağda.. tütün kokusunun harman olmasıyla ilgili---- devrik cümleler de duymuştum. sordu,------ketum musun hep böyle? hep gülüyorsun, yoksa sen! kendini topladı biraz, hafif yana döndü. hep böyle alaycı bir tavır mı sergilersin. (aslında huzurlu hissettiğim anlarda gülümserim) bunu söylemedim, -----sustum. çünkü huzurun yanındaysanız konuşmak gereksizdir. ben bunları düşünürken o söylenmeye devam etti. ------elinde çoktan yarılanmış sigara-----tekrar tekrar yaktığın. -----biliyorsun eksiltmez. -----bilmiyorum tuhaf inançları tekrarladı.. "inanmak eksiltmez, kalk gidelim.''
Acelem yok benim, biliyorsun. Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.
Aylak Adam
Aylak Adam
Yusuf Atılgan
Yusuf Atılgan
Reklam
- Kuralı biliyorsun, bir dost diğerine bir şey hediye ederse o şey artık uğurludur .
Ayrılık Sevdaya Dahil
"Sadece ben farklıyım Biraz dalgın ve uzak Bir hayli karamsar Biliyorsun İçimde kirli bir balon gibi büyüyen boşluğun Tek bir sebebi var Senin yokluğun"
Sayfa 83 - Tûrkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sen: “Filan ilim adamı, gerçeği bildiği halde haram yiyor” diye iddiada bulunuyorsun. Onun, o haram olan şeyin, haram olduğunu bilmesi, aynen senin durumuna benzemektedir. Sen de şarabın/içkinin, domuz etinin, faizin haram olduğunu biliyorsun. Dahası sen gıybet etmeninin, yalan söylemenin, söz götürüp getirmenin haram olduğunu da biliyorsun. Sen de bütün bunların haram olduğunu bildiğin halde o haramı işlemekte devam ediyorsun. Bunu işlerken, bu haramı işlemek masiyet değil, Allah’a karşı çıkmak değil anlamında olan bir inancından kaynaklanıyor da değildir. Bunların haram olduğunu bildiğin ve haramlıklarına iman ettiğin halde, işlemeye devam ediyorsun. Bunları işlemenin sebebi, senin şehevi isteklerine yenilmenden ileri geliyor. İşte âlim dediğin o kimse de, senin gibi aynı şehevi istek ve duygulara sahiptir, o da senin gibi onlara yeniliyor. Dolayısıyla onun, senin bildiklerini ötesinde dini konularda, haram ve helal meselelerinde senden çok fazla bilgiye sahip olmuş olması, sözkonusu edilen haramlardan senden daha çok sakınmasını gerektirmez. Nice kimseler var ki, doktorun söylediklerine inanır ve ona güvenir ama yine doktorun onun için öngördüğü perhizlerden sakınmaz. O, doktorun tavsiyesine rağmen yine de meyve yemeye, soğuk su içmeye devam eder durur. Bu kimsenin doktoruna rağmen, perhizlerini bozması, tavsiyeye uymaması, yediklerinin ve içtiklerinin zararlı olmadığını göstermeyeceği gibi onun tıp ilmine inanmadığı ve ona güvenmediği anlamına da gelmez. İşte sözkonusu edilen o âlimin yanılgılarını da bu çerçevede değerlendirmek lazım gelir.
Sustuklarımı bile biliyorsun kursağım, biraz daha dayan, mücevher edip boynuna asacaksın yuttuklarını. Merküla
Reklam
Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası Sevda Sözleri Sevda Sözleri Cemal Süreya
Neden kızıyorsun? Neden şikayet ediyorsun? İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. Asıl sebep ve illetlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.
Dinle Franko, bu sana son ikazım! Görüyorum da tüm nefretin, tüm inançsızlık savaşın, bizleri harap etmek, bizleri yıldırmak için; adamlarıma uyguladığın yıldırma politikan artık çökmez üzere. Onlara, yalnızca kendinde olduğunu zannettiğin silahlar gösteriyor, öldürmekle tehdit ediyorsun, yapma! Bizler, bu zindanın içerisinde hapsolmuş zavallılarız. Ama unutma ki, en büyük zavallı da bu zindan içerisinde, benim. Bu sana bir tehdit olarak sunulmasın; ben bir yetimim, ne ailem var ne de beni sahiplenecek herhangi bir kimse. Dışarıda karanlıklarda volta atan serserilerden tek farkım, eyleme geçmiş olmamda yatar. Öldüğümde benim için kimse üzülmeyecek, kimse benim ne kadar iyi bir adam olduğumu konuşmayacak; bunların hiçbiri beni tedirgin etmiyor. Ufalanan kırağı gibi, parçalanıp gidiyorum zamanla. Bakışlarını kaçırma Franko, sen de biliyorsun ki birçok kez intihara yeltendim. Oturduğun sandalyede kaç kişinin öldüğünü sana gardiyanlar anlatmış olmalı. Her şeyin varlığının nedenini düşün, adamlarımı bir kez daha tehdit etme, bunu yapma Franko. İnsan olmanın değerini, anlamını biliyorum; bana kasvetli, tehditkâr günlerime dönme fırsatı sunma!
Biliyorsun çünkü, yumuşak sertten güçlüdür, su kayadan güçlü, sevgi zorbalıktan güçlüdür.
Gül kokuyorsun bir de Amansız, acımasız kokuyorsun Gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun Dayanılmaz bir şey oluyorsun, biliyorsun Hırçın hırçın, pembe pembe Öfkeli öfkeli gül Gül kokuyorsun nefes nefese.
Sayfa 620
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.