Yollarda, kış geceleri, barınaksız, giyeceksiz, azıksızken, bir ses kuşatırdı donmuş yüreğimi: "Güçsüzlük ya da güç: Al sana, işte güç. Bilmiyorsun nereye gittiğini, bilmiyorsun niçin gittiğini oraya, gir her yere, yanıtla her şeyi. Bir ceset olsaydın ancak bu kadar öldürebilirlerdi seni." Sabahleyin bakışım öylesine yitik ve davranışım öylesine ölgün olurdu ki, karşılaştığım insanlar belki de görmezlerdi beni.