《Ölüm tüm canlılar için bir miydi..
Kendisini kozasına hapseden ve kapıyı ören ipekböceğinin ölüm anı hangisiydi, bir ölümden yeni bir yaşamın doğması nasıl olabiliyordu acaba, kelebeğin yaşamı böceğin ölümünden mi doğmuştu, yoksa kelebekte yaşadığına göre ipekböceği hiç ölmemiş miydi.. .
Düşünür çırağı, İpekböceği ölmüştür diye yanıtladı soruyu ve ekledi, yumurtlama döneminden sonra ölecek olan kelebektir.
Bunu sen doğmadan önce de biliyorduk, dedi akvaryumun sularının üzerinde dalgalanan ruh,
tamam ipekböceği ölmüyor, çünkü kelebek çıktıktan sonra kozanın içinde ceset kalmıyor, sen de söyledin zaten, birinin ölümünden diğerinin yaşamı doğuyor,
Buna metamorfoz denir, herkes ne işe yaradığını bilir, dedi düşünür çırağı affedercesine,
Sen sözcüklerin nesnelerle iliştirilen etiketler olduklarını bilmiyorsun galiba, sözcükler gerçek nesne değildirler, nesnelerin gerçekte nasıl olduklarını, hatta gerçekte nasıl adlandırıldıklarını bile, hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz, çünkü onlara verdiğimiz isimler, adı üstünde onlara verdiğimiz isimlerdir yalnızca.
Düşünür olan hangimiz, Ne sen ne de ben, sen bir düşünür çırağısın, bense akvaryumun üzerinde dalgalanan bir ruhum, Ölümden söz ediyorduk, Sadece ölümden değil, ölümlerden söz ediyorduk, insanların neden ölmediklarini, buna karşın diğer hayvanların niçin öldüklerini, birilerinin ölümünün ne sebeple diğerinin ölümü olmadığını sordum.. .
.
.
Her bireyin ayrı, kendine has ve devredilemez bir ölümü vardır.》