“Her an ölümle yüz yüze kalabilirim. Ama yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmem gerekmez. Bir gün ister istemez ölümle karşılaşacağım; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği....”
Hiçbir şeyin bu geçici doğasını sevmiyordum. Genç olmayı sevmiyordum ve büyüyeceğim gerçeğini; kilo alacağım gerçeğini sevmiyordum ya da boyumun uzayacağını ya da en sevdiğim tişörtüme sığmayacağımı veya saçımı kestirmek zorunda kalacağımı, bir gün tıraş olmak zorunda olacağımı, her gün dişimi fırçalamam gerektiğini, bir yerden mezun olup başka biri için uğraşacağım gerçeğini, evden ayrılacağımı, üniversiteye gitmeyi, iş bulmayı, emekli olmayı, ölmeyi. Hiçbiri ilgimi çekmiyordu.