Bilmedin mi ki göklerin de yerinde mülk ve saltanatı yalnız Allah'ındır. Sizin için Allah'tan başka ne bir Veli vardır, ne de bir yardımcı.(Bakara107) kur'an-ı Kerim'in diyalitik yapısını detaylı biçimde incelediğimizde genel anlamıyla ortaya çıkan tablo; "Ateş, Cehennem, Azap, Kan, Dehşet" gibi göze çarpabilir. Kaldı ki, İslam'ı Hedef alanların kullandığı argümanlar bu doğrultudadır. Ancak anlaşılmayan ve bir türlü görülmek istemeyen bazı gerçekler var ki, bunlar anlaşıldığında bin yıllık çelişki de ortadan kalkıveriyor. Kur'an-ı Kerim dikkatli ve bir bütün olarak incelendiğinde bazı algı düzeylerinde ulaşılmaksızın algılanamayacak ölçüde derin bir kaynaktır. Mesela bin yıldır Huri dağıtan Emevi Çetesine ters gelse dahi Kur'an-ı Kerim'in hiçbir sayfasında seks düşkünlüğü aşılayan bir Huri ve gılman meselesinin olmadığını, Hatta Cehennem denilen olgunun yeryüzünde yaşanan bir süreç olduğunu söylemek mümkündür.
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
Reklam
Hayatının bitmek bilmez bir azap içinde kıvrandığını hissediyordu; yüzyıllardır onun etrafında dönen tüm varoluş, tüm dünya durmuş ve yerini bin yıllık bir geceye bırakmış gibiydi...
Tanrı gerçekten iyi mi?
Ben, âdil olan Allah’ın yüz yıllık ömrüm süresince işlediğim cinayet ve günahların karşılığı olarak beni yüz yıl, hattâ iki yüz, üç yüz, dört yüz, beş yüz ve nihâyet bin yıl bo­yunca cehennem ateşinde yakmasına razıyım. Ancak, suç işledi­ğim süreden çok daha uzun süre bana cehennem de azap çektirme­ye, adalet açısından Allah’ın hakkı var mı? Allah beni düşüreceği cehenneme girişle orantılı hangi iyilikte bulundu ki bana? Vücu­dum yassılaşacak, kemiklerim kırılacak ve sürme gibi dağılacak, ama o hâlâ ellerini yakamdan çekmeyecek, beni daha önceki or­ganlarımla yeniden diriltecek ve sonu gelmeyecek işkencelerine yeniden başlayacak! Bu dünyada zevkle geçen yüz yıllık yaşamı, bir günü yeryüzündeki bin yıla eşit olan cehennem deki bir günlük işkenceye eşit tutmak olabilir mi? İnsana verdiği ceza, onun “dişe diş, göze göz” yasasına karşı işlenen suçtan milyon defa daha ağır­ken, böyle bir Tanrıya âdil denebilir mi? Allah’ın bu davranışı onun merhametin, iyiliğin, cömertliğin, bağışlamanın kaynağı olan nite­liğiyle uyuşuyor mu? Böylesine acımasız, böylesine kin güdücü bir Tanrı, sahip olduğu cehennemiyle herhangi bir cellattan, her­hangi bir baş kesen canavardan daha kötüdür...
Hayatının bitmek bilmez bir azap içinde kıvrandığını hissediyordu; yüzyıllardır onun etrafında dönen tüm var oluş, tüm dünya durmuş ve yerini bin yıllık bir geceye bırakmış gibiydi...
Sayfa 23 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Dostoyevski şiir gibisin!
ılık, düzensiz bir soluk yüzünde dolaşıyor ve tüm varlığı, duyduğu aşkla sarsılıyordu; sıcak gözyaşları alev gibi yanan yanağını daha da yakıyordu ve aniden dudaklarında uzun, tatlı bir öpücük hissediyordu; sonra hayatının bitmek bilmez bir azap içinde kıvrandığını hissediyordu; yüzyıllardır onun etrafında dönen tüm var oluş, tüm dünya durmuş ve yerini bin yıllık bir geceye bırakmış gibiydi…
Reklam
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.