Kitap Jack London'un hayatından kesitler içermekte olup, bu yönüyle yarı otobiyografik bir roman özelliği taşımaktadır. Karakterin bir aşk uğruna yılmadan ulaşma çabası, o yolda çektiği zorluklara pes etmeden göğüs germesi beni çok etkiledi. Klasik bir aşk hikayesi olarak bakmayın altında kocaman bir azim, çaba, arkadaşlık, aşk ve yalnızlık yatıyor. Hatta dönemin Amerika’sının sınıfsal farklılıkları, zihniyeti, toplumsal statü algısını da okuyuculara net bir şekilde aktarıyor.
Martin Eden işçi sınıfına mensup fakir, eğitimsiz bir denizcidir. Ruth adında genç bir kızla tanışır ve ona görür görmez âşık olur. Ruth burjuva sınıfına hâkim, üniversite bitirmiş, kibar, yüksek kültürlü Martin'in tam zıddı biridir. Onu elde etmek için ne yapıp ne edip onların sınıfına dâhil olması gerektiğini düşünür. Kendi yazma potansiyelinin farkına vararak yazar olmak için çabalamaya başlar. Bir yandan kendisine inanmayan insanların iş bul baskısına bir yandan açılığa bir yandan parasızlığa meydan okuyarak durmadan hikayeler, makaleler yazar. Fakat hepsi editörler ve yayınevleri tarafından reddedilir. Bu reddedilmeler onu yıldırmaz daha da hırslandırır. Yaşamış olduğu zorluklar Martin Eden'in hayatında nelere yol açacaktır? Bu hikayeyi çok daha güzel detaylarıyla öğrenmek için kitabı okumanızı tavsiye ederim.