Şeref ağır bir yük tabi, herkes taşıyamaz.
Senin Atatürk'ü bir ayraç veya araç olarak görmen neyi değiştiriyor?
Bu şekilde ciddi ciddi cihad yaptığını düşünen kafasız arkadaşlar var, bir de kendilerindeki hava korgeneralde yok.
"Bana kimse bir şey yapamaz."
"Peşime kimler düştü kimler..."
"Savcılıktan savcılığa koşuyorum."
"Tüm İstanbul Barosu peşimde."
"Bu dava uğruna gerekirse ölürüm."
Yavrum sizi kim bu kadar gaza getiriyor? Bayramda anneannenize gittiğinizde baklava yerken saçını kaşını gözünü mü övüyor? Street Fighter'da Ryu ile oynayıp karşıdakini mi dövdün? Papers Please'de sınırdan gizlice mi geçtin? Battlefield'da Gelibolu'da mı görev aldın? Sizin varlığınız duyulmuyor, niye bu kadar kendinizi adam yerine koyma derdindesiniz?
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu
Masada masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
-Spoiler içermez-
Ölümcül bir hastalığa yakalanan ve yakalandığının farkında olan İvan İlyiç’in düşünce dünyasında gezindiğiniz, okudukça ölümü dair sorulan sordurtan, felsefi ve psikolojik yönü zengin bir Tolstoy kitabıdır bu kitap. Sorulan soruların bazıları şu şekildedir:
-Ölümü ne sıklıkla hatırlarız?
-Öleceğimizi ne kadar kabulleniriz?
-Son
"İki gün önce gözümdeki ağrı için doktora gittim. Doktor başını kaldırmadan, şikayetimi dinlemeden bir damla yazıp beni gönderdi."
"Bodrumda turistlere günlük kiralamak için tuttuğumuz evi, ortağım; 'müşteri yok 13 gündür daire boş' dedi. Sonradan öğrendim ki sadece 2 gün boş kalmış."
"Kardeşime 40 bin tl borç verdim. Parayı aldıktan 1 ay sonra 'Ben senden öyle bir para almadım' dedi.
" Bu cumartesi sabah 8 de arkadaşlarla sözleştik üsküdar gezisi yapacaktık. Sabah aradığım arkadaşların hiç biri telefonunu açmadı."
" Markete gittim bir paket sigara aldım 200 tl verdim adam bana 50 tl verdin dedi."
Tüm bunları okuyup hükümsüz kalanları tebrik ederim. Sizler gerçek dinleyici ve akıl danışılan kimselersiniz. Emin olun.
Okuyup bana acıyanlar üzgünüm sizleri kandırıp manipüle ettim:I
Bu duygusal arkadaşalar malesef her zaman manipülasyona (aldatılıp, kandırılmaya) gelme tehlikesi ile karşı karşıya. Bakın bu basit gelebilir ama 100 insandan 98 i malesef böyle. Çünkü gerçek anlamda sizin merhamet duygunuzu hak etmem için sizlerin;
doktoru, ortağımı, kardeşimi, arkadaşlarımı ve market sahibini dinlemeniz gerekirdi. Tek tarafı dinleyip verdiğiniz hüküm HATAdır, yanlıştır. Şimdi sen aklından tek tarafı dinleyip de kimler hakkında hüküm verdiğini bir düşün. (Geldi mi aklına dedikodular, gıybetler :D )
Bu davranış bence adil bir yaşam için en öncelikli derstir. Aksi halde kandırılmaktan ve aldatılmaktan hiç bir zaman kurtulamazsın. Bu eser de bundan dolayı bugün hala okunuyor. Çünkü bu mevzuyu çok güzel anlatıyor. Konuşmayın dinleyin. Her iki tarafı dinleyin.
CymbelineWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2013566 okunma
1890'da ilk kez yayımlanan bu eser Oscar Wilde'nin tek romanı. Yayımlandığı yıllarda ingiliz basınının tepkisiyle sansüre maruz kalmış.İrlandalı yazar Romanındaki 3 ana karakter için Basil Hallward ben olduğumu sandığım kişi, Lord Henry dünyanın ben sandığı kişi, Dorian gray ise benim olmak istediğim kişidir belki başka bir çağda diyerek