Kütüphaneci
"Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var." dedi. "Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün... Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı bazı konularda farklı davranır mıydın?"
Sayfa 29 - Domingo YayınlarıKitabı okuyor
Sıkıntılı bir sükûtla bekliyordu delikanlının gözlerinde. Sihirli ve keskin, o esrarlı bakışlarda, şefkate muhtaç, ıstıraba dayanamayan yüreğin, sağanağı vardı şu an.
Sayfa 165
Reklam
anıtkabir yarışmasında finale kalan sekiz proje..
Jüri ön eleme sonucunda 8 projeyi finale bıraktı ve bunlar herhangi bir tanıtıcı işaret, etiket ya da isim olmaksızın sadece numara verilerek ilan edildi. Finale kalan projeler şunlardı: Alman mimar Johannes Krüger'in projesi (no. 9), Türk mimarlar Hamit K. Söylemezoğlu, Kemal A. Aru ve Recai Akçay'ın projesi (no. 24), Türk mimarlar Emin Onat ve Orhan Arda'nın projesi (no. 25), Türk mimarlar Feridun Akozan ve M. Ali Handan'ın projesi (no. 29), İtalyan mimar Giovanni Muzio'nun projesi (no. 41), İsviçreli mimar Ronald Rohn'un projesi (no. 42), İtalyan mimar Arnaldo Foschini'nin projesi (no. 44) ve İtalyan mimarlar Giuseppe Vaccaro ve Gino Franzi'nin projesi (no. 45). Finale kalan bu sekiz projeden üçü -Krüger, Foschini ve Onat-Arda- beraber, bugünkü karşılığı 30.000 Amerikan doları olan 3.000 TL'lik birincilik ödülünü almak üzere seçildi. Diğer beş finalist projenin her birine, bugünkü karşılığı 10.000 Amerikan doları olan 1.000 TL mansiyon ödülleri verildi. ileti görsel sınırına takıldığı için buradan devam ediyorum; 42 numaralı proje; i.hizliresim.com/s54isae.jpg 44 numaralı proje; i.hizliresim.com/8h425nx.jpg 45 numaralı proje; i.hizliresim.com/1qzo83e.jpg
Anıtkabir'in Ötesi Atatürk'ün Mezar Mimarisi Ulusal Benliğin İnşası ve Sürdürülmesi
Anıtkabir'in Ötesi Atatürk'ün Mezar Mimarisi Ulusal Benliğin İnşası ve Sürdürülmesi
s. 96 ek olarak; tr.wikipedia.org/wiki/An%C4%B1tk...
-Kızıyor musun bana? -Çok!!! - Bilmediğin şeyler var. Anlatırsam, hak verirsin belki. - Hak vermem!!! Dedem gözlerimin önünde şu an. O hep sana hasret duyarak yaşadı... Onunla aranızda bitmeyen bir garazın savaşı varsa, bil ki o savaşın yıkılan harabesi altında annemle ben kaldım. Sesi ağlamaklıydı. O da erimişti duygularının pençesine düşüp: - O acımasız terk edilişin arasında, anamla benim ne günahımız vardı, bunun izahını yapabilecek misin baba? Bir canavar vicdanı oluşturup ona tutundum yaşamak için... Ne zaman çocuğunun elinden tutup yürüyen bir baba oğul görsem, her defasında öldüm. Düşman kesildim ömrümce öylesi bir manzaraya... "Baba" diye seslenen çocuklara düşman kesildim. İşte o zamanlar sana hep kızdım... Çocukluğumu hiç yaşayamadım ben... Bazen içim ezilir bir haksızlığın karşısında ve bazen taş kesilir kalbim, acımam kimseye. Bu sebeple çokları, "dengesiz" derler... Bana bıraktığın en büyük miras, acımayı unutmam oldu. Yüreğimde hasretini duyup yollarına baktıkça, benim de vicdanım tutuldu tıpkı senin gibi. Taş kesilen yüreğimin duyarsızlığında işlediğim bütün günahlarımın sebebi sensin. Yalnız bıraktın bizi. Düşünebiliyor musun baba, her akşam yatmazdan önce anneme yalvarırdım, "Anne başımı dizlerine koy ve içinde baba olan bir hikâye anlat bana" diye. Kırmazdı, mutlaka bir hikâye bulur, anlatırdı.
Sayfa 150 - 151Kitabı okuyor
" Gerçekten önemli olan tek bir an vardır: Şimdi! En önemli an yaşanılan andır, şimdidir ; çünkü yanlızca şimdiyi değiştirmeye gücümüz yeter. En çok ihtiyaç duyulan kişi, o an yanınızda olandır; çünkü hiç kimse, ne zaman, kime , ne gibi bir ihtiyacı olacağını bilemez. Yapabileceğiniz en önemli iş, o an yanınızda olan insana iyi davranmaktır, çünkü o insanın yeryüzüne gönderiliş nedeni budur. "
O an ! Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır. 9 Eylül 1922 Mustafa Kemal Atatürk
Reklam
Ahh..
Karşımdasın işte... Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni. Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim. Tıkandığım o an, Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte, Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim. Ellerim boşlukta, ben darda kaldım. Ellerim buz gibi,
Gerçek aşık, sevgilinin yüzüne, bütün perdeleri yırtarak, doğrudan ama gerçekten kalbiyle, ruhuyla bir kere bakarsa o an içinde ölür. Aşığın ölümünden sual olunmaz. Öldüyse, aşk için, aşk acısıyla, aşktan ölmüştür.
Sayfa 17
Güneş, saatte 720 bin kilometrelik müthiş bir hızla yol alır. Nereye? Meçhul!
Sayfa 74
648 syf.
·
Not rated
Bismillahirrahmanirrahim Esselamu aleyküm değerli kardeşlerim. Elhamdülillah Kur'an'ı Kerim mealini ikinci defa bitirmiş oldum Allah'ın izniyle. Bir haftadır inceleme yazmayı düşünüyordum ve nasıl yazabilirim diye sürekli düşündüm. Ayetleri göz önüne getirdim, inceledim Rabbimin verdiği kadarıyla idrak etmeye çalıştım. Lakin ben şunu dedim kendime evet bu kitap kâinatın hak kitabı ve sadece bir yaratının kelamı. Yazılacak çok şey vardı nefsimize ağır gelecek yerleri, görmezden geldiğimiz noktalar vs. Ama koskocaman bir hakikat var bu bunu hiç kimse ne inkar edebilir nede görmezden gelebilir. كُلُّ نَفْسٍ ذَٓائِقَةُ الْمَوْتِ ثُمَّ اِلَيْنَا تُرْجَعُونَ Her canlı ölümü tadacak ve sonunda dönüp huzurumuza geleceksiniz. Ankebut 57 Bu hakikat varken neden yokmuş gibi davranıyoruz? Bunu sorguladım sürekli ve sorgulamaya devam ediyorum. Sorun nerede? Bize ağır gelen ne yoksa bu dünyadan kopmak çok mu ağır geliyor? Bizi en ince ayrıntısına kadar en güzel biçimde yaratmış olan Allah'tan neden korkuyoruz? Bize zulüm edebilir mi hiç? Asla! Bu bizim nefsimizin korktuğu bomboş birşey. Ağır olarak bilinen haramlardan kaçınalım Rabbimizin emirlerini uygulamaya çalışalım, ibadetlerimizi de samimiyetle yerine getirelim gerisi takdiri ilahi. Neyse lafı daha fazla uzatmak istemiyorum. Allah'a emanetsiniz, selamün aleyküm..
Kur`An Yolu Meali
Kur`An Yolu MealiKomisyon · Diyanet İşleri Başkanlığı · 20149 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.