Nerede olursanız olun, her an güzel bir şeyler bulmaya çabalayın. Bir yüz, bir dize, pencereden görünen bulutlar, bir grafiti, bir rüzgâr çiftliği... Güzellik zihninizi temizler.
Sayfa 239Kitabı okudu
Ümmet-i Muhammed olarakk İslam'ın mesajını yaymak istediğimizde ilk yapmamız gereken şey, "tebşir" yani müjdelemektir. Kur'an'ın müjdeleri ve uyarıları vardır. Biz ümmetle olan konuşmalarımızda öncelikle ne söyleyeceğiz? Bir daha görüşme ihtimaliniz olmayan biriyle konuşacaksınız. Ne dersiniz? Belki sadece birkaç dakikanız var. Çok dikkatli konuşmalısınız. Bu vakit onlara cehennemi hatırlatmak için değil, cennet umudu vermek içindir.
Allah(cc) Kur'an'da insanlardan üzerlerine bina ettiği gökyüzü için, ayakları altına serdiği yeryüzü için, içtikleri içecekler için, yedikleri yemekler için, sevdikleri eşleri için hamd etmelerini ister. "Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir!"(Ğaşiye, 17-18) Bu, Allah'ın insanlığın ilgisini saf fıtrata çekmesidir. Çünkü "Allah insanları en güzel bir fıtrat üzerine yaratmıştır." (Rûm, 30)
Talebelerinin, bilgilerini artırmak için başka hocalara gitmelerinden aslâ rahatsız olmamalıdır. Bazı câhil hocaların yakalandığı bu hastalık, onun niyetinin bozuk olduğunu, içinin temiz olmadığını gösterir. Hatta bu durum onun Kur'ân-ı Kerim öğretirken Allah Teâlâ'nın rızasını gözetmediğini kesin bir şekilde ortaya koyar.
Sayfa 68Kitabı okuyor
Her an birbirimizden biraz daha uzaklaşıyoruz. Konuşursak, birbirimize bunu hissettirmekten başka bir şeye yaramayacak. Bunun için susuyoruz.
Sayfa 76 - Ötüken Neşriyat
"Onu tanımadığımı anladım. Babasını tanımayan çocuklardan biriymişim. Babam bir yere gittiği için bile değil üstelik. En çok da bu bozuyor sinirimi. Babam yanı başımdayken onu tanımadığım anladım. İçeride haberleri izlerken, işten gelip bacaklarını uzattığı çekyatta ayaklarını birbirine sürterek kaşırken, bana seslenip bir bardak su isterken filan tanımıyordum babamı.
O da kendini tanıtmamış elbette. Buna ihtiyaç mı duymamış ya da tanıdığımı mı düşünmüş hep, bilmiyorum. Ve dahası bilemeyeceğim de. Tanıyabileceğim bir babam yok şu an. Bir miktar tanıma şansım vardı ama. Hiçbirini değerlendiremediğim şanslar. Vardı.
Babam ölmedi aslında. Sadece konuşmayı bıraktı. Duymayı ve görmeyi de. Hissetmeyi, düşünmeyi, öğrenmeyi, sevmeyi, ölmeyi bile bıraktı babam."
Sayfa 117Kitabı okudu
demiştim,hep aynı son…
Halbuki beni kandırırken böyle yapmamıştınız, hatta benim için bir hayal bile olamayan şeyleri vaat ederken engel ol maya çalışmamı hissizliğime bağlıyordunuz. Halbuki ben nihayet böyle olacağını bilmiyor muydum? Bütün o yeminler, vaatler bir kadını kandırmak için söylenmeye mecbur hissedilmiş yalanlardan başka bir şey miydi? Nitekim öyle oldu. ihtimal, beni bir an için ihtiyaçlarınızı gidermeye kafi buldunuz. O günden itibaren etrafımda dolaşmaya başladınız, ben uzaklaştıkça siz takip ettiniz, yüzüme güldünüz, yalvardınız... Fakat bu beni düşürmek içindi. Nihayet ona da muvaffak oldunuz.
Para ruhsal arzuyu görünür kılan, somut hale getiren bir sembolden başka bir şey değildir. Arzu duyduğun maddi tüm şeyler semboldür; onu kendin için değil, o an ruhunu hoşnut edeceği için arzularsın.
Sayfa 95Kitabı okuyor
Bazı günleri konuşmamaya ve insanlardan uzak kalmaya adardık. Hiçbirimiz zikir yapmaktan veya Kur'an okumaktan başka bir şey için ağzını açmazdı.
Hasan el-BENNA
Sende oku sende sev
Şimdiye kadar neler atlattınız, bu da geçecek. Dönüşeceğiniz insan için hayatta kalın. Siz kötü bir günden, haftadan, aydan, yıldan hatta bir on yıldan daha fazlasınız. Farklı olasılıklar içeren bir geleceksiniz. Gelecekteki bir anda şu an tutunduğunuz bu yolunu kaybetmiş eski halinize minnet duyarak bakacak olan başka birisiniz. Dayanın.