İçimdeki köylü ruh konuşuyor sandım bir an.
Yurdumuzun kurtuluşu köylerimizin kurtuluşuna bağlıdır. Şu halde birinci vazifemiz köylerimizi kurtarmak ve yükseltmektir. Büyük Türkiye'yi köyler yaşatacak, köyler yükseltecektir.
Sayfa 86 - Ötüken
Bugün Kürdistan'da köyler yakılmaktadır, yıkılmaktadır. Ormanlar yakılmaktadır. Evler içindeki eşyalarla birlikte yakılmakta ve yıkılmaktadır. Eşyalar, gıda maddeleri telef ve talan edilmektedir. Un, tuz, şeker, yağ, pekmez gibi gıda maddelerinin içine deterjan karıştınılmaktadır. Kürt insanlarını mağdur etmek için her şey yapılmaktadır. Ve
Çiçerin'in Türkiye'yi Savunması Üzerine Lord Curzon'un Tepkisi
..."Ruslara gelince, Türkiye menfaatlerini müdafaa eden asıl programı onlar bize verdiler. O kadar ki Rusya, Ukrayna ve Gürcistan'ı temsil eden Mösyö Çiçerin, aynı zamanda Türkiye'yi de temsil ede göründü. Hatta bir an, İsmet Paşa'nın kalpağını Mösyö Çiçerin giymiş sandım" dedi.
Sayfa 135 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Bir an Türkiye'yi anlatıyor sandım :D
Memurlarımız ihmalkar , bakanlarımız siyasi akrobatlar, milletvekillerimiz halkın sırtından geçinen vurguncular olacaktır.Okullar yeni neslin akıl ve yürekleri kurutma sahaları olacaktır.Basın gülücüklerini satarak geçinen bir sokak güzeline benzeyecek.Halk kitleleri ise beslenen veya aç bırakılan bir sürü olacak .Onlarda üst sınıflara olan hınç ve nefret artacak,öç alma ve yabancı olan her şeyi yıkma susuzluğu kabaracktır.Tüm bunlar sizin çocuklarınız hayata boş ve değersiz insancıklar olarak girerlerse olacaklardır.
Bugün son gün. Degustasyon'da buluştuk Halit'le. Nasıl oldu bilmiyorum, birden her şeyimle açılıverdim ona. Başım dönerek anlatıyor anlatıyor anlatıyordum. Meral'le dertleşircesine en saklı şeylerimi; annemin diktatörlüğünü, geçimsizliklerimizi, bir çeşit tutsak oluşumu, din baskılarını, acılarımı, özgürlüğümü elde edemezsem kendimi öldürmeyi
Cehape'nin özgür düşünce ile savaşı
İkinci Dünya Savaşı yıllan olağanüstü uygulamaları iyice olağanüstü hale getirir. Basın benzerine zor rastlanır bir şekilde kontrol ve baskı altına alınır. 22 Kasım 1940'ta kimi illerde geçerli olmak üzere bir ay süreli ilan edilen sıkıyönetim, üçer aylık dönemler halinde uzatılarak 1947 Kasım'ına kadar tam yedi yıl sürer ve bu dönemde basın,
