“Diyor ya Âşık Veysel, 'iki kapılı bir han' diye? Ondan cereyan yapıyor bu hayat! Onun için üşüyorum hep. Gideyim de kapatayım birini!"
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Cengiz Aytmatov' un her kitabında ayrı bir büyülendim. Her şey o kadar mükemmel anlatılmış ki, boğazımda düğümleniyor çekilen acılar, ızdıraplar...Savaşın getirdiği zorluklar ve buna rağmen halkın birlik içinde olup canlarını dişine takıp tarlalarda çalışmaları ne kadar da anlamlı. Gün Olur Asra Bedel kitabında Nayman ananın yerini burada Tolgonay ana almıştır. Annelerin evlat acıları, savaşlara karşı dimdik ayakta kalmaları bu kadar mükemmel anlatılması insanı derinden etkiliyor. Savaşın yaşattığı bütün kötü hisler bir aradaydı ve bitmek bilmeden devam ediyordu. Kiminin canını alıyor, kiminin canından can koparıyordu. Ve burada söyle anlamlı bir noktaya da değinmek istiyorum: Aşık Veysel'in de dediği gibi "benim sadık yarim kara topraktır " sözü bu kitap için söylenmiş sanki. Toprak yıllarca bağrında bizleri yaşattı ama insanlar aynı göğün altında ki topraklara sahip olmak için nice canlar verdi. Oysa ki bu topraklar herkese yetecek kadar çoktu. Yüreğine sağlık Cengiz Aytmatov...
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202262.2k okunma
Reklam
Aşık Veysel
Aşık Veysel evli olduğu zamanlarda eşi başka bir adama aşık olur ve kaçmaya karar verir. Gece uyumak için yataklarına girdikten sonra eşi kalkar, bohçasını da aldıktan sonra pabuçlarını giyer ve ardına bakmadan kaçmaya başlar. Biraz aradan sonra ayağına bir şeyin vurduğunu fark eder. Pabuçlarını çıkarttığında gördüğüne inanamaz. Aşık Veysel’in tüm parası oradadır. kaçacağını anlayıp sahip olduğu her şeyi eşine bırakmıştır. Ayrıca parayla beraber bir kağıt bulur ve o kağıtta şu yazar ; “Al bu para ananın ak sütü gibi helal olsun, gittiğin yerde kendini ezdirme. Bir de güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa … ”
İnsan, oturup bir bardak demli çay içebileceği, sözü demleyeceği kişiyi, sırtına taş da yüklese taşımaktan gocunmaz. Bilir ki dem şefkatin pınarında hükme ram olma demidir. Dem, ''kahrın da lütfun da hoştur'' düsturuyla gönüllerin demlendiği, gözlerin yaştan nemlendiği demdir. ''Sana verebileceğim pek bir şey yok aslında; Çay var içersen, Ben var seversen, Yol var gidersen...'' Âşık Veysel Şatıroğlu
Sayfa 46 - Ahir Zaman YayınlarıKitabı okudu
Evet, eğitimi olmayan birinin eserleri okunmaz(!) Mesela Aşık Veysel'in kariyer hayatına bir bakalım. Sivas'ta başladı onun eğitim hayatı, ilk okul diplomasını kız kardeşlerini çiçek hastalığından kaybederek aldı. Ortaokul diplomasını ise gözlerini kaybederek. Liseyi de bu şekilde bitirdikten sonra üniversite sınavlarına eşi Esma ile girdi ve eşinin onu sınıfta bırakmasına rağmen, babasının ona önceden burs diye verdiği bağlaması sayesinde sınıfı geçebildi. Zaten öğretmenleri olan Pir Sultan Abdal, Karaoğlan, Dertli ve Rühsati de onun sınıfta kalmasına razı değildi. Velhasıl kelam bitirdi üniversiteyi Aşık Veysel. Yüksek lisans tezi olarak da "Kara Toprak " adlı eserini yazdı. Ve bu eseri çok tuttu... İşte anlatmak istediğim de bu, eğer almasaydı diplomasını Aşık Veysel, kalır mıydı hiç adı kalplerimizde? Selam olsun sana diplomasını halktan alan büyük ozan...
Parça parça olsun paramı çalan Kimisi gerçek dedi kimisi yalan Dünyada görmedim böyle bir plan Kapı kitli cüzdan cepte para yok... AŞIK VEYSEL
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.