"Kenan'ın içine gömülen bir kor parçası orada ağır ağır sönerek bir avuç kül bırakıyor geride.
Yine de Kenan her bahar çiçeklenmiş bir badem ağacı gördüğünde, yolda iken aynı dala tünemiş iki üveyiğe rastladığında, bazen arabayı durdurup, yolcuların homurdanarak "Yine ne gördü de durdu bu deli" demelerine aldırmayarak bunlara bir süre dalıp gider.
Kalbindeki o bir avuç küle üfürür.
Ne bir ışık belirir, ne bir kıvılcım cakar.
Havaya savrulan küller ağır ağır yere iner, yine öyle yığılıp kalır."
-1-
Bir kuş tanıyordum ki, baharda,
Salkımlar açan bahçemin üstünde uçar da Akşamların ürperdiği bir sesle öterdi.
Besbelli, bu iklime yabancı,
Nerden koparak geldiği meçhül,
Endâmı uzun, tüyleri parlak, sesi vahşi
Bir kuş.
Akşamla yatan köyde sadâlar durulunca, Mehtaba yakın, gölgeli bir nokta bulunca, Hicranla kısılmış, heyecanlarla
Sanki bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket memleket
Ne solculuğumuz solculuktu ne sağcılığımız
Karanlık bir kapı olup üstümüze kapandılar
Kimse bizi sevmedi / ağır kan kaybıyız