Şimdi ay doğar bulutlar arasından
Kavat derebeyleri yüreksiz Bolu beyleri
Hırsızlar, yüzde oncular, kumar erleri
Cebren ve hile ile haklarımızı alan
Zulmu ve alçaklığı yöneten murdar üçgen
Biliyor musunuz bir orman gelişiyor şimdi
Türkülerini duyuyor musunuz nice derin
Yakılmış çoban ateşleriyle dağlarda
Karanlığı tutuşturup bir köşesinden
Geceyi gündüze çevirenlerin
Kahramanların Ölümü
Gerilir zorlu bir yay
Oku fırlatmak için
Gece gökte doğar ay
Yükselip batmak için
Mecnun inler kanını
Leyla'ya katmak için
Şair neden gam çeker
Şiir yaratmak için
Dağda niçin bağrılır?
Feleğe çatmak için
Açılır tatlı güller
Anılar tatmak için
Tanrı kızlar yaratmış
Erlere satmak için
İnsan büyür beşikte
Mezarda yatmak için
Ve kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için
Hüseyin Nihal Atsız
Benim için "sahi nedir vatan" sorusu ile başlayan sonra ise bendeki konum olarak başka yere evrilen bir dersten öte artık hayatımın içinde bir yere ve öneme sahip oldu. Şu an ve geçmişte bu ülke için canını seve seve veren aziz şehitlerimizin hangi uğurda savaştığını öğrenme türk milletinin her daim özgür kalacağını anlamak ve dünya tarihi. Her şeyden önemlisi ders niteliğinde olan tarihî olayları günümüz ve hayat içinde fark etme olayı oldu benim için "Tarihten Türkleri çıkarırsanız ortada tarih diye bir şey kalmaz '
Seni böyle seversem asarlar beni
Bir deniz fenerinin söndüğünü görürsün
Evlerine kapanır gemiler
Sis basar bütün limanları
Seni böyle sevdiğimi bilseler
Asarlar beni
Yokluğunu anlatırlar önce bir güzel
Dudaklarım çatlayınca susuzluğuna
Sabah beş buçukta ipe çekerler
Seni böyle sevdiğimi bilemezler
Bilseler de bilemezler
Ay batar
Gün doğar
Yer oynar yerinden
Duyamazlar..
İbrahim Karaca
Boccaccio, Floransa'nın yaşadığı korkunç veba salgınından sonra yazdığı "Decameron" adlı eseriyle tanınıyor. 1348 yılında, İngiltere Kralı'nın borcunu ödememesi sonucu Floransa'nın iki büyük bankasının çöküşünden kısa bir süre sonra, şehir nüfusunun yaklaşık üçte ikisi Kara Ölüm olarak bilinen vebadan öldü. Bu hastalık
Kadim Yogiler, insan vücudu hakkındaki dikkate değer bilgilerini büyük ölçüde bir iç gözlem süreci yoluyla elde ettiler. Raja Yoga sayesinde kendilerinin o kadar yoğun bir şekilde farkına vardılar ki, büyük kan damarlarını, sinirleri ve organları görmek yerine içsel olarak hissettiler. Bu tür iç gözlemlerden, kundalini'nin tezahür edebileceği
Seni böyle seversem asarlar beni
Bir deniz fenerinin söndüğünü görürsün
Evlerine kapanır gemiler
Sis basar bütün limanları
Seni böyle sevdiğimi bilseler
Asarlar beni
Yokluğunu anlatırlar önce bir güzel
Dudaklarım çatlayınca susuzluğuna
Sabah beş buçukta ipe çekerler
Seni böyle sevdiğimi bilemezler
Bilseler de bilemezler
Ay batar
Gün doğar
Yer oynar yerinden
Duyamazlar..
•
ay hep doğar böyle, güzelim
ay hep doğacak böyle
tut elimden, yum gözlerini
ayak seslerimizi dinle
küskün bir köpek gibi yakın ve uzak
çölde kervan gibi çıpıl ve çıplak
müzelerde tozlar gibi
ayak seslerimizi
Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.