Mustafa Kemal'in mütareke metnine ilişkin analizinden
Milletimizin kıyıcılığına gelince, bu da sadece bir yalandan, bir iftiradan ibarettir. Hiçbir ulus, yabancıların inanışlarına ve geleneklerine milletimizden çok saygı göstermemiştir. Hatta denebilir ki, öteki dinlerden olanların dinlerine ve uluslarına saygı gösteren tek ulus bizim ulusumuzdur. Fatih, İstanbul’da bulduğu dinsel ve ulusal kuruluşları olduğu gibi bıraktı. Rum Patriği, Bulgar Eksarhı ve Ermeni Kategigosu gibi Hıristiyan dinlerinin başındakiler imtiyazlara sahip oldular. Kendilerine her türlü serbestlik verildi. İstanbul’un fethinden beri Müslüman olmayanların sahip olageldikleri bu geniş imtiyazlar milletimizin din ve siyaset bakımından ne geniş görüşlü ve yiğit bir millet olduğunu anlatır. Dünyanın en büyük ve uygar ulusları olduklarını iddia ederek milletimize bu kötü halleri yakıştıranlar insaşı olsunlar ve Müslümanlara zorla, İslâm dininin kutsal günü olan “Cuma”nın yerine “Pazar”ı kutsal tatil günü olarak tanıtmak istediklerini unutmasınlar. Ülkemizde yaşayan öteki dinlerin mensuplarının başlarına ne gelmişse, yabancı oyunlarına kapılarak ve imtiyazlarını kötüye kullanarak vahşi bir şekilde ayrılık politikası gütmelerinden gelmiştir.
Sayfa 35 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okuyor
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Türkce
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Dünyaya gelende vardı sebebi? Yaşaya bilmedi amaç üretdi. Düşünür ne yapsam daha gerekli? Seçtiğim beni de yapsın önemli. Beni tanısın dünyadakı insan.
Reklam
Gerçekte, Jöntürk düşüncesinin ön planında bir iktisadi program değil, "Devleti kurtarmayı amaçlayan bir siyasi eylemcilik yer alıyordu. İmparatorluğun yavaş yavaş ve aman vermez bir biçimde parçalandığını, çeşitli milliyetçi ayrılık hareketlerinin her geçen gün başarı kazandığını ve Düyun-u Umumiye'nin vesayeti altındaki Osmanlı'nın gitgide elinin kolunun bağlandığını gören Jöntürklerin başlıca kaygısı Osmanlı Devleti'nin özerkliğini ve coğrafi bütünlüğünü yeniden kurmaktı. Böylece "Devleti kurtarmak" geleneksel düzeni bürokrasinin ayrıcalıklı konumunu değiştirmeden korumanın sembolik formülü oldu. Ama bu kaygı beraberinde siyasi parçalanmaya ve iktisadi bağımlılığa ilişkin bir analizi getirmedi. Jöntürk hareketi, batılı devletlerin Osmanlı ekonomisiyle ilişkilerinin arttığı bir dönemde başlamıştı. Nüfus mücadelesi her alanda sürdürülüyordu. Bütün büyük devletler Osmanlı mozaiği içinde kendi himayeleri altında guruplar oluşturmak peşindeydiler. Her biri bölgesel ve etnik farklılaşma temelinde okullar, kültür merkezleri, misyonlar ve hastaneler kuruyordu. Sonuçta aralarındaki rekabet doğal olarak şiddetlendi.
Sayfa 47 - Aram yayınlarıKitabı okudu
309 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Sessizlik Diye Bir Şey Yoktur
Psikolojik gerilim türünde demiş ve sosyal medyada 50 dilde yayımlanmış deyince merakımı cezbetti. Yazarla yeni tanıştım. Dili çok çok sade olmasına rağmen akıcı ve sürükleyici geçti. Kötü değildi ama beklentimi de çok iyi karşıladı diyemeyeceğim. Öncelikle çok fazla psikolojik betimleme ve terimlerin havada uçuşacağını düşünmüştüm, olmadı. Evet,
Sessiz Hasta
Sessiz HastaAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 202352 okunma
576 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 42 days
Hassas Ruhlara!
PARMA MANASTIRI Stendhal'ın kaleminden çıkan ve Tolstoyu bile etkileyen bir kitap Parma Manastırı. Fransız ruhunun yazmakta zorlandığı bir kitap olduğunu ve kitapta geçen olayları kesinlikle takdir etmediğini her cümlesinde vurguluyor. Fransız ve İtalyan kültürlerini karşılaştırıp İtalyan tavırları sineye çekmeyi de unutmuyor: “Fransız
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,663 okunma
512 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 6 days
İkinci İncelemem 3 Şubat 2024 Okuduğum ilk polisiye değil. Polisiye okumayı da seven bir okur olarak bu incelememi yazmam gerektiğini düşünüyorum.Kitap ikiye değil üçe dörde ayrılmış şekilde bizimle buluşuyor. Ve bu durum kafamda çok kopukluk oluşmasına sebebiyet verdi. Suç psikiyatri uzmanı Doktor Claps bir soruşturma için Komiser Sensi tarafından olaya dahil edildi. Olay örgüsü ve işlenişi hem karmaşık hem de zihinleri zorladığı yerler oldu. Katile ulaşmak olsun durumları analizi olsun tam belli derken bir sonraki sayfalarda durum değişiyor. Hem bu değişikliğe ayak uydurmak olsun hem de bölüm ayrılıkları çok kısa sürmesi olsun beni zorladı. Ben polisiye kitaplarımda ayrıntı ve analizi çok severim. Şah Mat kitabı her iki durumu da vermesine rağmen kafamda tam oturtamadığım için her okurun sevdiği roman bana o kadar kendini sevdiremedi. Ayrıca akla gelmeyen durumları çözerken çok basit fark edilecek durumları ne Claps nede polisler fark edememesi beni şaşırttı. Bununda kitaba olan bakışımı çok etkisi olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Şah Mat
Şah MatMario Mazzanti · Sonsuz Kitap · 20167.7k okunma
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.