Milletimizin kıyıcılığına gelince, bu da sadece bir yalandan, bir iftiradan ibarettir. Hiçbir ulus, yabancıların inanışlarına ve geleneklerine milletimizden çok saygı göstermemiştir. Hatta denebilir ki, öteki dinlerden olanların dinlerine ve uluslarına saygı gösteren tek ulus bizim ulusumuzdur. Fatih, İstanbul’da bulduğu dinsel ve ulusal kuruluşları olduğu gibi bıraktı. Rum Patriği, Bulgar Eksarhı ve Ermeni Kategigosu gibi Hıristiyan dinlerinin başındakiler imtiyazlara sahip oldular. Kendilerine her türlü serbestlik verildi. İstanbul’un fethinden beri Müslüman olmayanların sahip olageldikleri bu geniş imtiyazlar milletimizin din ve siyaset bakımından ne geniş görüşlü ve yiğit bir millet olduğunu anlatır. Dünyanın en büyük ve uygar ulusları olduklarını iddia ederek milletimize bu kötü halleri yakıştıranlar insaşı olsunlar ve Müslümanlara zorla, İslâm dininin kutsal günü olan “Cuma”nın yerine “Pazar”ı kutsal tatil günü olarak tanıtmak istediklerini unutmasınlar. Ülkemizde yaşayan öteki dinlerin mensuplarının başlarına ne gelmişse, yabancı oyunlarına kapılarak ve imtiyazlarını kötüye kullanarak vahşi bir şekilde ayrılık politikası gütmelerinden gelmiştir.