Sonradan anladım tabii kalbimin bu hüzne neden tepkisiz kalamadığını. Çünkü kalp her şeyi bilir. Yaşadıklarını da bilir, yaşayacaklarını da. Kalbin derinlikli bir hafızası vardır. Hani bazen "İçime doğmuştu zaten" deriz. Ya da ne bileyim "Böyle olacağını biliyordum" deriz. İşte bu kalp hafızasıdır aslında. İnsan zihninin tanımlayamayacağı içsel bir lütuf... Bazıları duyar içinin sesini bazıları duyamaz o ayrı. Ama duyamamak senin bir kalp hafızan olmadığı anlamına gelmez. Kasımda Aşk Başkadır filmi bir şey hatırlatıyordu bana. İçimin dalgalanması boşuna değildi.
Budizm’in sürekli olarak, bir din değil bir felsefe olduğu ileri sürülür. Bireysel düzlemde böyle olabilir, ancak kurumsallaşmış bir ideoloji olması dolayısıyla dinsel niteliği bulunuyor. Budizm, yaşamı acı ile tarifler. Bir tanrı inancı olmayan Budist ideolojiye göre, Buda, insanın içindedir. Bu özellik doğuştan gelir. İçimizdeki Buda kimileri
duyarlı ama demir gibi kadınlar. hiç yıkılmadan yaşamlarını
sürdürürler. bir kez bile aşağılanmazlar. herkes tarafından
onaylanan müthiş bir kararlılıkları vardır. büyük bir olasılıkla, yazı çizi işleriyle meşguldürler. yazdıkları şeylerde, bir
yandan toplumsal sorunlara parmak basarken, bir yandan da
duyarlılığın bilimsel dayanaklarını
Dostlarımdan sözetmem gerektiğini söylüyorlar. Eğer insan çok yaşlanmamışsa ve dostları bu dünyadan ayrılıp gitmemişlerse bu konuda gerçekçi olunamaz. İnsan boşboğazlık ile sır saklama arasında rastgele bir denge kurmak zorunda kalır. Rahatla, yazdıklarımı okuyabileceksin.
Birisi ayrıntılı itiraflarda bulunmuştu. Elbette eski metresine metni
Tam da evlenecek zaman! Kafam karışık bir şekilde uyandığım sabahların hangi güne ait olduğunu bilemezken en yakın arkadaşlarımdan birinin evleneceği tutuyor. Hem de yıldırım hızıyla verilmiş bir karar da değil, 2 senedir evleneceklerine dair hikâyeler dinliyoruz ama bu sefer oluyor galiba ki önceden kararlaştırılan tarihte hiçbir erteleme olmadan