Denizde balık, gökte kuş olarak yaşardık. Kuştan ayrıcalığımız şu ki; kuş yorulunca tüner. Biz, kanatlı bir hız parçasıyız; ancak ölünce dururuz. Hep yüzer, uçarken sevişir, doğurur, büyür ve çoğalırız. Dökülen yumurta ve sütlerimizden engin apak kesilerek sanki karla örtülü bir ova olur, ama soğuk değil, ılık; ölü değil, diri bir kar. Denizi bir can volkanına çeviren aysız gecelerde, denizi ay ışığı gibi parlatan bu nur, gecenin koynunda yaşam tanının aydınlığıdır. Bizim yarattığımız bu ak ışığı gören doğu kıyılılar, bundan dolayı bu denize Akdeniz adını verdiler...
Sayfa 79 - Bilgi Yayınevi 2.Baskı 1996 "Ay Işığı" adlı öyküden
Bu, pamuk prenses masalında, aptal prensesin zehirli elmaya âşık olması gibiydi. Kurdun kuzuya, kardan adamın güneşe, suyun ateşe, bir balığın gökyüzüne âşık olması gibi. Ne ben küle dönüşmüştüm ne birilerini yakmaktan vazgeçmişti.
Bir ayette kendisinden 'Zünnûn' diye bahsedilen Yunus suya düşünce onu bir balık yuttu.
......
Hazreti Yunus, bir balık tarafindan yutulunca hatasını anladı ve balığın karnında Allah’a şöy-
le dua etti: 'Senden başka ilâh yoktur, sen eksiklerden uzaksın ve yücesin. Ben zâlimlerden oldum!' Bunun üzerine Enbiyâ suresinde, 'Biz de onun duasını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz insanları böyle kurtarırız!' yazar."
"Ve böylece affedilen Yunus Peygamber, halkının başına döndü, onlar da kendisine iman ettiler..."
.......
"Ancak, kusura bakmayın ama bu kıssa bana hep Gepetto'nun bir balinanın karnında yaşadığı macera gibi çok abartılı gelir!"
.......
Pinokyo’nun Italyan yazarı da Yunus Peygamber kıssasından ilham almışsa, bunda tuhaf olan ne var? Çünkü Yunus Peygamber hikayesi, ilk kez Tevrat'ta Jonah Peygamber, sonra İncil'de Johannus Peygamber olarak yer alır ve tabii bunu İtalyanlar da iyi bilir."
Mitre'nin kekleri dillere destandı ve Tesla mekanı çok seviyordu. İlk kez adından dolayı girmişti buraya. Aslında bu ismin ilginç bir hikayesi vardı. Eğer bir insanın kalbini ortadan ikiye kesip bakarsanız iki karıncık ve iki kulakçık olduğunu görürdünüz. Bu karıncık ve kulakçıkların arasında da kapakçıklar vardı. Zira bu kapakçıklar kalp, kanı
Bu pamuk prenses masalında, aptal prensesin zehirli elmaya aşık olması gibiydi. Kurdun kuzuya, kardan adamın güneşe, suyun ateşe, bir balığın gökyüzüne aşık olması gibi.
Herkesin ve her vücudun bir öyküsü vardır. Aslında vücudunuzun birkaç tane öyküsü vardır. Biri yaşamınızın hikayesidir, biyografinizdir: Ebeveynlerinizin kim olduğunu, nasıl tanıştıklarını, nerede büyüdüğünüzü ve hayatın zorluklarıyla vücudunuzun nasıl yoğrulduğunu içerir. Diğeri evrimseldir: Atalarınızın bir nesilden diğerine, milyonlarca yıl boyunca vücudunuzu değiştirmiş olan ve onu bir Homo erectus'un, bir balığın ve bir meyve sineğininkinden farklı kılan uzun olaylar zincirinin hikayesi.