Şeyh Said ayaklanmasından sadece iki hafta evvel, Ziyaeddin Efendi meclis kürsüsüne çıkmış ve yeniliğin işret, dans, plaj sefâsından başka bir şey ifade etmediğini söylemişti. Fuhuş artmıştı. Müslüman kadınlar edeplerini kaybetme yolundaydılar. Sarhoşluk himaye, hattâ teşvik olunuyordu. En önemlisi (hissiyat-ı Diniye) rencide ediliyordu. Yeni rejim sadece ahlâksızlık getirmişti. Bunlar terakki kisvesi altında, batılılaşma diye, medeniyetçilik adına yapılıyordu. Rezil bir idare memleketi çamurlar içine sürüklemişti. Ziyaeddin Efendi bu nutkuyla Cumhuriyetin ahlâkî iflasını Türkiye'ye ilân etmişti.
Mevcut hayat tarzını reddedemeyen Müslüman, farkinda olmadan kendisini reddediyor ve kendi degerlerine yabancılaşıyor. Mevcut hayat tarzı içinde, insan, kendini eşyaya hükümran sanmaktadır. Fakat aslında eşyanin kendisine hükümran olduğunu bilmemektedir. Her fert, kendi ekonomik bağımsızlığını istemektedir, fakat bu yolla ekonomiye bağlandığını hissetmemektedir. Eşya hevesi gitgide artmaktadır, fakat bu hevesine bir sınır çekmeye gücü yetmemektedir, daha doğrusu bu hevesi için bir sınır olabileciğinin tahayyül edememektedir.Çok sayıda küçük küçük ilahları var da, bu ilahlara tapindığının farkında değildir. Çünkü “kul"luğunun farkinda değildir, unutmuştur. Gene unutmuştur ki , Allah'tan başka ilâh tanıyana Allah her şeyi ilâh kılar. Allah'tan başkasına kulluk edeni de Allah her şeye kul eder .
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Allah (cc) şöyle buyuruyor: - «Haktan sonra adaletten başka ne var ki? Niçin sapıyorsu­nuz?»(2) Bunlar böyle olduğu gibi, ortada bir tek İslam yurdu vardır. Müslüman devletinin kurulmuş bulunduğu, Allah'ın şeriatının içinde yürürlükte tutulduğu, O'nun koyduğu ceza sisteminin uygulandığı ye içinde Müslümanların biribirlerini yakın saydığı bir İslam yurdu. Diğer yerler, Dar'ül-Harb'(savas alanı)dır. Müslümanın buralarla ilişkisi ya savaş veya ateşkes sözleşmesine dayanan barıştır. Fakat oralar kesinlikle İslam yurdu değildir, oraların halkı ile Müslümanlar arasında da bir yakınlık söz konusu değildir.
Sayfa 92 - Hicret Yayınları - (Kur'ân-ı Kerîm / Yunus Sûresi 32)
"Bütün dinler" ne demektir? "Bütün dinler" derken Hristiyanlığı ve Yahudiliği kastediyorlar şüphesiz. Lakin bir Müslüman olarak Allah indinde İslâm'dan başka din tanımayız biz.
* Allah bize "Müslüman" ismini koymuş. Başüstüne ya Rabbi. Başka isme ihtiyacımız yok. Sen ne güzel isimlendirmişsin bizleri. Allah'a çağıran salih iş ve hareket yapan ve şüphesiz Ben Müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel sözlü kimdir? (Fussilet, 33) Demek oluyor ki müslümanı tanıtan en güzel ve en önce söylenecek söz Kur'an'a göre "ben Müslümanım demektir. Önüne getirilen başka bir isimle isimlenmeye asla gerek yoktu. *
Şimdikiler kocaya hizmeti ezıyet dıye görüyor
Peygamberimiz (s.a.), gayet kesin bir ifade ile anlatıyor: "Bir insanın başka bir insana secde etmesi caiz değildir. E­ ğer bir insanın başka bir insana secde etmesi caiz olsaydı kocanın ha­ nımının üzerindeki hakkının büyüklüğü sebebiyle kadının kocasına secde etmesini emrederdim. "
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.