Doğa ve İnsan
Hayatın gerçekliğindense, anıların takdiri hayatın geçiciliğine anlam kazandırır. Onları kucaklamak, hatırlamak için çaba harcarız. Sessizce kanatlanıp giderken hayat karşısında ruhlarımız huzursuz bir arzuyla yanar, tutuşur. Beyaz tüylü güvercinler gökyüzünde izler bırakarak uçarken, nehirler özlemle yağmurların dokunuşunu bekler, bozkırlar hasretle ırmakları beklese de, insanın üzerinde ise sokaklarda yaşanmışlıklarının telaşı vardır. Hayat da deniz ve dağlarla birbirini tamamlarken insanların mavi sulara yelken açması, rüzgârın şarkısıyla dans ederken özgürlüğü hissetmesi bunlardandır. Dağ ve denizin kucaklaştığı her yerde insanın huzur bulması, kendini yeniden keşfetmesi, denizlerin köpükleriyle oynarken, kumların sıcaklığını hissetmesi, dağların eteklerinde yürürken tabiatın sesini dinleyerek huzur bulması, kendine buraların ilham verip büyülemesi kendini oraya çeken en büyük güçtür. Denizlerin derinliklerinde gizemli dünyayı, dağların eteklerinden zirvelere doğru yeşeren ormanların canlılığı birbirini tamamlarken insan hayatını süsler. Dalgalara ritmine kulak verir, onu hissederken ruhu dengeye gelir, dinginlik içinde içsel yolculuğuna çıkar. Rüzgârın kanatları altında ilerlerken meydan okur hayata, gözleri kamaştıran manzaralarla karşılaşır. Yazar Burhan Buruk