Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran
Yetmiş dokuz yıl sazıyla
Yaşadı iç içe Veysel
Dolaştı bütün yurdunu
Bir uçtan bir uca Veysel
Gördü aşkın her katını
Tattı söz saltanatını
Bir ozanlık anıtını
Döktü hece hece Veysel
Yedisinden beri kördü
Ne ağaç, ne çiçek gördü
Yaşadı bütün bir ömrü
Baştan başa gece Veysel
İnanmıştı o bir kere
Bir gün küsmedi kadere
Yazık! Yenildi kansere
Göçüp gitti koca Veysel
Veysel adı ölmez yaşar
Anılır mahşere kadar
Bu gün onun yolundalar
Nice ümit nice Veysel
"Benim beklediğim aşk başka! O bütün mantıkların dışında, tarifi imkânsız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey..
Sevmek ve hoşlanmak başka, istemek; bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!.. "
Rabbim, dedi, aynı içtenlikle.
Ey Kalplerin Tartıcısı.
Çok bunaldım Senin uzaklığında. Senden habersiz, cennetinden kovulmuş.
Çok yorgunum.
Bana bütün haberlerin yerini tutacak bir haber gönder. Üzerime bir iyilik ve güzellik kondur.
Demek her şey bitmişti... Her şey, bütün her şey... Hiç bir geri dönüş ihtimali, geri alma ümidi olmaksızın... Bütün bütün, ne bir ümit, ne bir arzu, ne bir şey, hiç, hiçbir şey... Ne bir tebessüm, ne bir bakış öyle mi? ...
"Maurice, yüreğimde bir cururu kurbağası olduğuna sahiden inanıyor musun? Bu sana biraz acayip gelmiyor mu?"
"Neden inanmayayım? Hayatta öyle çok şeye inanıyoruz ki. Hem ayrıca bütün düşlerin gerçek olduğu bir yaştasın."
Nerdesin? Meğer ne doldurulmaz bir derinlikmiş yokluğun. Kaderde bu sensizlik de varmış. Her insanın yüzünde sana benzeyen bir şey aramak da varmış. Sesini duymak şarkılarda, bütün kitaplarda seni okumak varmış. Meğer ne dayanılmaz bir şeymiş yokluğun. Kâğıtlara seni yazmak varmış, renk renk düşünmek varmış seni, çiçek çiçek koklamak varmış. Artık hiç yazmasan da olur hiç gelmesen de.. Meğer ne türlü bir ölümmüş yokluğun.