Bir zamanlar...
Büyük küçüğünü korur, küçük büyüğünü sayar; hoca talebeyi sever, talebe hocaya can verir; usta çırağa kanat açar, çırak ustaya el bağlardı.
Sayfa 8 - Kubbealtı Neşriyatı No 87 20. Baskı 2021Kitabı okudu
... Bir tutam daha yaşamak. Belki can çıkmayınca umut çıkmıyor.
Reklam
... Günün fotoğrafı tenha değil Bir köşesinde bir ay tutunuyor gökyüzüne Bir köşesinde gözlerin Ölüm kara bir delik gibi Geçiyor ötesinden Renklere can veriyor hayallerin Günün her fotoğrafında sen varsın Tebessümler topluyorum sesinden Dokunuyor içime, karanfil kokuyor kalbimi onaran ellerin
Sayfa 97
Cuma günleri niçin 'sala' verilir? Ezan Müslümanlıkta namaz vaktini bildirmek ve namaza çağırmak için minareden yüksek sesle ve makamla okunan, kalıplaşmış kutsal sözlerdir. Hicretten sonra Medine’de uzakta oturan Müslümanlara namaz vaktinin geldiğini bildirmek gerekiyordu. Boru veya çan çalınması, ateş yakılması, mescidin damına
Sayfa 25 - AykırıKitabı okuyor
"Nedir töresi sevdanın bilmem? ilk kez sevdalanıyorum çünkü. Lâkin yüreğimin gizini olduğu gibi aşikâr etmek isterim. Dilerim ki sevdam kadar sözüm de doğru ve temiz olsun. Sana sevdalandım Muradhan. Günlerce gözüm uyku tutmadı, söz tut­madı dudaklarım. Yaptığım her işe hayal bulaştı, düş bulaştı. Çoğu kez anlamadım hayalde miyim? düşte miyim? Toprağa düşen ilk tohum gibi, sabi bedenime düşen ilk sevda bu. Yüreği­min ilk cemresi. Bu yüzden ne töresini bilirim sevdanın, ne de hukukunu. Bildiğim sevdamın kendisidir. Bedenim içinde ikinci bir can gibi kımıldanıp durur. Lâkin bilemem sevdam sana mı­dır? suretine mi? Belki de her ikisi de tutar birbirini etle tırnak gibi. "Bilirim dilin laldir, lâkin aşikâr et bana yüreğini." Selvihan'ın bu sözü üzre Muradhan dedi ki, yedi sesiyle birden, yedi sesiyle gür ve delikanlı: "Sen bir Bey kızısın, ben bir oba uşağı, dünyadaki yerimiz birbirin tutmaz. Mezhebimiz bir değildir, nikâhımız tutmaz. Ben bir göçerim, sense bir dağlı, mekânımız tutmaz. Ben bir lalim, sense bir bülbül, kelamımız tutmaz."
"... (acı ve can sıkıntısı) birinden uzaklaştıkça diğerine yaklaştığımızı ve bunun tersinin de geçerli olduğunu; böylece, yaşamımızın bu ikisi arasında gerçekten daha güçlü ya da daha zayıf bir salınım oluşturduğunu anımsatmakta yarar var. Bunun nedeni, her ikisinin de birbirleriyle bir yandan dışsal ya da nesnel, bir yandan da içsel ya da öznel olmak üzere çifte bir karşıtlık oluşturmasıdır." Hayatın acı ve can sıkıntısı arasında bir salınım halinde olduğunu belirtmektedir: bu iki kutup arasında gider geliriz, birinden uzaklaşırken diğerine yaklaşırız. Örneğin, "yoksulluk ve yoksunluk acı verir; buna karşılık güvenlik ve bolluk, can sıkıntısı doğurur." "Boş zaman, tam da Ariosto'nun dediği gibi, cahillerin can sıkıntısıdır. Sıradan insanlar sadece zamanı geçirmeyi düşünürler; herhangi bir yeteneği olan kimse ise ondan yararlanmayı düşünür."
Reklam
Çocuk büyürken içindeki sorular da büyürse, zamanla her şüphe her tereddüt, açıklaması yapılmayan her dini mesele, manası ve hikmeti anlaşılmadık inançla ilgili herhangi bir husus çocuğun kalbini sokan bir yılana, içini kemiren bir kurda dönüşür.
Efendimiz (s.a.s.) bir hadislerinde "Uzun kılmak niyetiyle namaza dururum, derken bir çocuk ağlaması işitir, annesine sıkıntı vermesin diye namazı kısa keserim!" buyurmuşlardır.
Allah Resulü (s.a.s.): "Sizden biriniz çocuğuna bir şey vaat ederse behemehal onu yerine getirsin!" buyurarak, "çocuktur, yalan söylesem aldatsam da bir şey olmaz" düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu vurgulamıştır. Kendisi de bu konuda en iyi örnek olmuştur.
"Karanlık bir yüz bırakıp bana, gitti. Sürahinin içinde oturan bir canbaz, kendi sürahi olan bir can bazına kapanın kapanışını duyduğundan beri. Bu yüz ancak bir sürahiyle örtülebilir, bir vücut yalnızca bir sürahiye dönüşebilirdi değememe başladıktan sonra. Canlı bir sürahi var konutta artık, kendi kendine ip üzerinde devinen, bir ışık huzmesinin içine girebilen, içinden geçebilen. Ağzından, eli çıkacak az sonra, dengesini, yalnızca kendine gösterdiği dengesini yok etmek için, ipi kesecek, ışığın huzmesini kesecek, soylu bir yalpalanmayla parçalara ayıracak kendini."
Sayfa 129Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.