Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sesini buluyor, yıllardır derdini anlatamayan dudaklarının arasından dışarı çıkmak için can atan bütün o güzellikler, bütün o harikalar, vahşi bir akışla, dipdiri bir güçle dökülüyordu ağzından."
Ancak bütün hayvanların en zekilerinde, köpeklerde ve maymunlarda bir şeyle meşgul olma ihtiyacı, dolayısıyla can sıkıntısı varlığını hissettirir. Bu yüzden onlar oyun oynamayı ve gelip geçenlere dik dik veya şaşkın bakarak kendilerini eğlendirmeyi severler.
Reklam
Çok eski Ya da dün kadar yitik bir yerde demiyorum Oysa sevdadan beter bir kederdeyim şimdi Zamanlar uçuşurdu elllerimde bir zaman Söyle nerdeyim bu son günlerde Ya sen nerdesin Söyle nerdesin Ey can…!
Yıldızlar titreşirdi üzerime bir zaman Şimdi gün ortası tarifi yok kederde Yani güpegündüz kırık pusulayla Nerde Söyle neredeyim şimdi Ey can..
Konuştukları şeyler kiralanmış elbiseler gibi, kendi malları değildir. Yapacak işleri olmadığı için güçlerini öteye beriye harcarlar. Her şeye sarılan ilgileri, ruhlarının boşluğunu ve sevgi yoksulluklarını kapayan bir örtüdür. Ama orta halli bir yol seçmek ve orada derin bir iz bırakarak yürümek işlerine gelmez; çünkü böylesi can sıkar, göze çarpmaz; çok şey bilmek o zaman işe yaramaz, gösterişe yer kalmaz.
Sayfa 216
Yıldızlar tutuşurdu gözlerinin mavisinde bir zaman Sen tebessümledikçe elemlerimi Gün vurgunu sıcak denizler yürürdü gözlerime Önüne bakarak söylerdin bir zaman Irmak yüklü adımı Ya ben yeryüzünü görmedim böylesine Ya böyle güzel söylenmedi hiç Çok eski Ya da dün kadar eski bir zaman demiyorum Ya da sana n’oldu böyle Ey can…
Reklam
Diğer yandan ebeveynimiz bizimle sürekli eleştirel, hasmane, zalimce, manipülatif, buyurgan, bağımlı ya da uygunsuz tavırlarla ilişki kuruyorsa, yetişkinliğimizde tavırları ve davranışları belli belirsiz de olsa benzer tonları taşıyan kişilerin "doğru" insan olduğunu düşünürüz. Önceki sağlıksız ilişki kalıplarını tekrar edebileceğimiz kişilerle beraber olur, daha iyi, daha nazik ya da başka açılardan daha sağlıklı bireylerin yanında kendimizi huzursuz hissederiz. Sağlıklı ilişki kurabilen insanlardan sıkıldığımızı düşünebiliriz çünkü birilerini mutlu etmek, esirgenen şefkate veya onaya erişmek için onları değiştirme mücadelesinden yoksun kalmışızdır. Can sıkıntısı, az ya da çok deneyimlenen yadırgama hissini örtmeye yarar ki aşırı seven kadınlar kendi refahlarından geçip aşina oldukları üzere bir başkasınınkine yardımcı olma, ilgi gösterme ve onun adına umutlanma rollerinden çıktıklarında bu hisse kapılırlar.
Sayfa 84
Herhangi bir ordunun düşkün bir askeri saf aşktan başka bir şey bilmeyen bu kıza, bir genelev kadınına yaklaşır gibi yaklaşır. Hayır küçük hanım, sömürüldüğünü ve aşağılandığını henüz bilmediğin bir hayata sen can atıyorsun.
Can düşmanı Harkonnenları anlamaksızın Muad'Dib'i anlamaya yeltenmek, Yalanı bilmeden Gerçeği görmeye yeltenmektir. Karanlığı bilmeden ışığı görmeye yeltenmektir. Böyle bir şey mümkün değildir.
Çok Sevgili Aliye,*
Sana neler yazayım ki sen neşe içinde yüzesin. Ben neşeyi senden öğreneceğim. Hayat ve felaketler beni o kadar gülmekten ve neşeden uzaklaştırdı ki kendimi, senin getirdiğin bu saadet dünyası içinde bile şaşkınlıktan kurtaramıyorum. O kadar talihin kahrına uğramışım ki hayatta bana da mesut olmak nasip olabileceğine inanamayacağım geliyor. Evde iki resmini de karşıma alarak saatlerce bakıyorum ve bu saadet beni âdeta sarhoş ediyor. Sevinçten ağlamak istiyorum. Ben son zamanlarda her şeyden ümidini kesmiş, kendimi gülen, oynayan hayattan ayırarak birkaç türlü kitabın arasına atmış bulunuyordum. Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin. Ben bu kadar bol bir hayat ve saadet yağmuru altında kendimi unutmuş gibiyim.
Sayfa 25 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.