Biz kendimizi sevmezsek hiç kimse bizi tatmin edici şekilde sevemez çünkü içimizde bir boşluk varken aşkı aramaya kalkarsak, daha çok boşlukla karşılaşırız.
Böyle bir ilişkiye bir kere başlandığında bitirmek neden bu kadar zordur? Bizi yıkıcı bir dansın acı verici adımlarını atmaya iten partnerimizden neden vazgeçemeyiz? Temel ilke şöyle özetlenebilir: Bize kötü gelen bir ilişkiyi sonlandırmamız ne kadar zorsa, o ilişkide çocukluk mücadelelerimizden o kadar çok unsur vardır. Aşırı sevdiğinizde aslında çocukluğunuzdaki korku, öfke, hüsran ve acınızın üstesinden gelmeye çalışıyorsunuzdur, dolayısıyla ilişkiyi bitirmek, o ana dek size yapılmış her türlü yanlışı düzeltebileceğiniz ve huzura kavuşabileceğiniz çok kıymetli bir fırsattan vazgeçmek gibi görünür.
Hepimiz, korkuyla doluyuz. Korkunuzu başınızdan atmak için evleniyorsanız, kendi korkunuzu evlendiğiniz kişininkiyle birleştirmekle kalırsınız; ikinizin korkusu evliliğe sahip olur, siz ise kan ağlarsınız ve buna "aşk" dersiniz.
Siz De Aşırı Seven Bir Kadın Mısınız?
Sorunlu, Mesafeli, Karamsar Erkekleri Çekici Bulurken
“İyi Adamlar'ın Sıkıcı Olduğunu Mu Düşünüyorsunuz?
Onunla Birlikte Olmak Eziyet Gibi Geldiği Halde Onun Yokluğunda İçinizde Bir Boşluk Mu Hissediyorsunuz?
Mutsuz Veya Sağlıksız Birini Mükemmel Bir Partnere Dönüştürme Fikri Size Çekici Ve Vazgeçilmez Mi Görünüyor?
Peki, Sizi Aslında Çocukluğunuzda Geliştirdiğiniz Sağlıksız İlişki Kalıplarını Sürdürmeye Yönelten Nedir?
Bir kadın aşırı sevdiğinde, bir erkeğe yönelik takıntı geliştirip bu takıntıyı aşk olarak tanımlar, bunun duygu ve davranışlarını kontrol etmesine izin verir, ruh ve beden sağlığı olumsuz etkilense de bundan kurtulamaz. Aşırı seven kadın aşkının derinliğini, çektiği ıstırabın derinliğiyle ölçer.
TANITIM BÜLTENİNDEN...
NOT : Aynı durum biz erkekler için de geçerlidir... Kitabın ismine takılmayın...
Aşırı Seven Kadınlar
Hepimiz, her birimiz, korkuyla doluyuz.
Korkunuzu başınızdan atmak için evleniyorsanız,
kendi korkunuzu evlendiğiniz kişininkiyle birleştirmekle kalırsınız;
ikinizin korkusu evliliğe sahip olur,
siz ise kan ağlarsınız ve buna “aşk” dersiniz.
Bu inceleme ciddi bir sorunu ele almaktadır.
Aile ve yetiştirilme..
Aile.. hayatımızın en önemli faktörüdür, ömrümüzün büyük bir kısmını -çoğu zaman- onlarla birlikte geçiririz.
Burada bir soru gündeme geliyor, peki aile ne demek ?
Hani şu toplumun en küçük yapıtaşı, anne baba ve çocuktan oluşan.
Aile nedir? Bunun cevabı herkes için
Her bireyin okuması gereken bir eser. Aşırı Seven Kadınlar, belirli ilişki bağımlılıklarına dair vaka öyküleri ve bu bağımlılıklardan kurtulma yöntemleriyle bir çok kadının farkındalık kazanmasını sağlayabilir. Kendinizi keşfetmenize yardımcı olacak.
"Aşk, şefkat, ilgi, karakter bütünlüğü ve asalet gibi olumlu niteliklerin sevdiğimiz adamın için de gizli olduğundan ve sıcak sevgimiz sayesinde ortaya çıkacağından eminizdir ancak bu hayalin bizi büyülediğini dile getirmek zordur.
Aşırı seven kadınlar beraber oldukları erkeğin daha önce ailesi, eski eşi ya da kız arkadaşları tarafından gerçekten sevilmediğine inanırlar.
Onu hasarlı görürür ve biz onunla tanışmadan çok önce bile hayatında eksik olan şeyleri tamamlayacağımızı düşünürüz."
Bu kısım, beni düşündürdü. Sevdiğimiz insanın psikiyatrisi olmaya soyunuyoruz. Onu iyileştirmeye, iyi biri olsun diye kendimizi bu uğurda harcıyoruz.
Harcıyoruz ?
Bu kelime ne eksik, ne de fazla.
Kendimizden ödünler veriyoruz. Sınırlarımızı aşsa bile merhamet gösteriyoruz. Ne için? Zamanı gelince bize nankörlük etmesi ve iyileşince ardını dönüp gitmesi için.. Kendimizi kandırmayı, o büyüye kapılmayı seçiyoruz. Bu kitap çoğu kadının dönüm noktası oldu ve olmaya da devam edecek.
Kendi özdeğer ve özsaygınızı keşfetmenize ışık tutacak bir eser.
Psikoloji ekollerinin çoğunun kabul ettiği gibi, yaşadığımız her şeyin çocukluktan getirdiğimiz birikintiler sonucu oluştuğunu vurgulayan ve iyileşme süreçlerini de buna göre değerlendiren bir kitap.
Çok seven bütün kadınlar ve erkekler için yazılmış. Okuyarak kendinize dair farkındalık geliştireceğinizi düşünüyorum.
Keyifli okumalar...