“Madamın her zaman tek bildiği, ne hissettiğiydi.”
Reklam
“Madamın her zaman tek bildiği, ne hissettiğiydi.”
İçini tarifsiz bir dermansızlık kaplamıştı; ne intikam ateşi ne de öfke vardı artık, tek hissettiği dermansızlık, tarifsiz dermansızlıktı.
"Çünkü insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahranmanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi."
"... hiçbir şey hissetmedi, içindeki bütün duygular ölmüştü."
Reklam
"Evde bir ölü var, farkında değil misiniz?"
“İşte tekrar sevildiğini düşündüğü eski bir kandırmaca yaşanıyordu, ama gerçek olan… Hepsi aynıydı.”
"Öldü sanılıp gömülmüş, ancak toprağın altında tabutunun içinde uyanıp bağırıp çağıran, kıyameti koparan ve duvarları yumruklayan biri gibi hissediyordu kendini kadın: Ancak onu yukarıda duyan yoktu, insanlar toprağın üzerinde hafif adımlarla yürüyor, onun sesiyse yalnızlığın içinde boğulup gidiyordu."
Reklam
"...yüreğini gitgide daha tehditkâr ve ölümcül bir baskıyla sıkıştıran yalnızlığı bir şeyle kandırmak istiyordu."
"Kalabalıklar içinde onlarca yıl yüzmüş ve bu kalabalıkların onu taşıyıp beslediğini asla anlamamıştı, ama şimdi bir balık gibi yalnızlık sahiline vurmuştu, çaresizlik ve şahlanmış acılar içinde çırpınıyordu."
"...çaresizliğini kimseye göstermek istemiyordu..."
"...içinde her şey susmuş, yüreğinin anlamlı müziği, anahtarı kaybolmuş müzikli saat gibi ölmüştü."
"Oda boştu, havası kalmamış gibiydi, kendini bu yalnızlığın içinde anlamsız hissediyordu kadın; kimsenin onu arayıp sormadığı bu yerde boş, yararsız, yıpranmış, bitkindi."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.