Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Halil inalcık-Tarihçilerin kutbu Halil inalcık- Devlet-i Aliyye 1 Halil inalcık -Devlet-i Aliyye 2 Halil inalcık -Devlet-i Aliyye 3 Halil inalcık -Devlet-i Aliyye 4 Halil inalcık-Osmanistik bilimi ne katkılar Halil inalcık- efsaneler ve gerçekler halil inalcık -osmanlı ve Avrupa Halil inalcık-osmanlılar Fütühat,imparatorluk Avrupa ile
Kitaplar 2**Adamus bremensis ; Vikingler barbarlıktan medeniyete 3**Sibel eraslan; kadın sultanlar 4**Ahmet şimşirgil ; Kayı serisi *** tursun bey -tarih-i ebu-l feth( fetih ve voyvod Abdullah çiftçi - 6**C.bukowski; pis moruğun notları 7**Erhan afyoncu; yavuz’ un küpesi 11**Christopher hodapp -Alice Von kannon ; komplo teorileri ve gizli
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Kitaptaki karakterimiz o kadar güzel işlenmişki kendimi onun yerine koymadan edemedim. Ben olsaydım nasıl hissederdim diye düşündüm sürekli bence herkesin okuması gereken bir kitap. Baş Karakterimiz kendi hırslarının esiri oldu hayattayken alamadığı ilgiyi, sevgiyi ölümüyle almak istedi bu ilgiyi görmek için müthiş bir çaba sarf etti, planlar yaptı lakin dedikleri gibi kul kurar, kader gülermiş hakkatten de öyle oldu hiç bişey istediği gibi olmadı diğerleri için hiç varolmamış gibiydi. İnsan ne yaparsa kendine yapar sözünün en güzel örneğiydi Madam. Madam'ı intihara sürükleyen hırsları ve egosunun yanında, yalnızlık ve sevgisizlikti belkide gerçek sevgi onu iyleştirebilirdi kim bilir? ~İnsanlar yeryüzünde hafif adımlarla yürüyor ve o sesle yalnızlığın içinde boğulup gidiyordu. (syf-37)
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201977,3bin okunma
48 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İnsan kendine de rol yapabilir mi?
Zweig gerçekten muazzam bir yazar. Yine insan duygularını, karakter tahlillerini, olaylar sonucu meydana gelen durumları ilmek ilmek işlemiş, nakşetmiş kağıda. Kitap, Fransız sarayında üst düzey bir aristokratken saraydan sürülen Madame de Prie'nin içine düştüğü bunalımını, çırpınmalarını anlatıyor. Bence Madame de Piere kendini hiç
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,3bin okunma
48 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Ilk olarak çevirmenin ellerine sağlık. Kitap Madame de Prie'nin ruhsal çöküşünü anlatmakta. Prie insanların kendine normal bir şekilde saygı, sevgi gütmesini değil, aksine onu kıskanmalarını, hakkında dedikodular ederek varlığını bilmelerini ister. Prie dışardan kendini olmadığı biri olarak gösterir ve kendini de nasıl kafasında kurduysa öyle insanlara empoze eder yani çok 'pick me' davranır ama hikayeyi okurken onun bu hareketlerini onun yerine koyarak biraz da haklı buluyorsunuz. Prie ölümüyle arkasından insanlara derin izler bırakmak ister ve sahte gülümsemelerle aslında hem başkalarını hem de kendini kandırmaktadır. Anlık olarak kendini nasıl gösteriyorsa o durumda öyle yaşıyor gibi hisseder. Ama sonunda ne kadar kendi içinde planlar kursa ne kadar bunun sonuçlarıyla beraber uzun vadeli kendini ölümle ölümsüz kılmak istese de bunu yapamaz çünkü içinde yaşadığı toplum -o da dahil- "anı yaşamak" adı altında kendisini olmayan anlarda yaşatmasıdır.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,3bin okunma
Reklam
Ancak Madame de Prie onca eğlencenin ortasında amacını neredeyse tamamen unutmuştu. İnsanları çılgınlık ve debdebeyle kandırmak isterken aslında kendini kandırıyordu, eski yaşamının taklidine kendisini öylesine düşüncesizce kaptırıyordu ki bunları gerçek gibi algılıyor, hatta kudretine, güzelliğine ve yaşam sevincine inanıyordu. Bir şey farklıydı tabii, bu da canını acıtıyordu. O artık bir hiç olduğundan beri insanlar ona daha samimi, daha sıcak, ama sonra yeniden soğuk davranıyorlardı. Kadınlar ona artık imrenmiyor, küçük hainliklerle onu iğnelemiyor, erkekler çevresinde pervane olmuyordu. Onunla birlikte gülüp eğleniyor, ona iyi bir arkadaş gibi yaklaşıyorlardı, ama kimse sahte sevgi sözcükleri söylemiyor, yalvarmıyor, gönlünü okşamıyor, ona saldırmıyordu; Madame de Prie kudretini tamamen yitirdiğini bunlardan seziyordu.
Ancak Madame de Prie onca eğlencenin ortasında amacını neredeyse tamamen unutmuştu. İnsanları çılgınlık ve debdebeyle kandırmak isterken aslında kendini kandırıyordu, eski yaşamının taklidine kendisini öylesine düşüncesizce kaptırıyordu ki bunları gerçek gibi algılıyor, hatta kudretine, güzelliğine ve yaşam sevincine inanıyordu. Bir şey farklıydı tabii, bu da canını acıtıyordu. O artık bir hiç olduğundan beri insanlar ona daha samimi, daha sıcak, ama sonra yeniden soğuk davranıyorlardı. Kadınlar ona artık imrenmiyor, küçük hainliklerle onu iğnelemiyor, erkekler çevresinde pervane olmuyordu. Onunla birlikte gülüp eğleniyor, ona iyi bir arkadaş gibi yaklaşıyorlardı, ama kimse sahte sevgi sözcükleri söylemiyor, yalvarmıyor, gönlünü okşamıyor, ona saldırmıyordu; Madame de Prie kudretini tamamen yitirdiğini bunlardan seziyordu. Kıskançlığın, kinin, yalanın olmadığı bir yaşam yaşamaya değmezdi. Aslında artık unutulmuş olduğunu ürpererek fark etti: Şamata hâlâ eskisi gibi bütün çılgınlığıyla sürüp gidiyordu, gelgelelim o artık odak noktası değildi. Erkekler başka kadınlarla gülüyorlardı ve madam bu kadınların gençliğini ve tazeliğini ilk kez fark ediyordu: Yaşlanıp onlara yabancılaşmadan dünyaya kendini hatırlatmanın zamanı gelmişti.
Sayfa 34 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
48 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Kadınların Şeytani Yönlerine Dair Başarılı Bir Eser
Zweig’in insan psikolojisine dair harika çözümlemeleri olduğunu hep söylerim. Bunun yanında Zweig kadın psikolojisini en muhteşem, en ayrıntılı ve en isabetli şekilde çözümlediğini de söyleyebilirim şüphesiz. Bir kadının içinde var olan şeytanî yanın, öte yandan kadınlarda sıklıkla görülen ilgi ve sevgi bağımlılığının, bu sevgi ve ilgi ihtiyacını giderebilmek için şeytani bir zeka ve karaktere bürünebileceklerinin anlatıldığı bu roman; erkeklere bir uyarı niteliği taşıyor diyebilirim :) Tüm bunların yanında, şöhretli birinin aniden sıradan yaşama geçtiğinde yaşayacağı ruhsal sıkıntıyı, yalnızlık ve terk edilmişlik duygularının yaşattığı boşluk ve çaresizlik hissini ve tüm bunlarla birlikte gelen yaşamın anlamını ve ölüm / intihar kavramlarını da sorgulatıyor ‘Bir Çöküşün Öyküsü’. Tüm yönleriyle psikolojik derinliği oldukça fazla olan Zweig’in bu eseri, çok kısa (48 sayfa) oluşu ve olay örgüsünün sürükleyiciliği açılarından da bir çırpıda okunup bitirilebilecek bir çalışma. S. Zweig severlerin okuduklarında pişman olmayacakları ‘Bir Çöküşün Öyküsü’, benim okuduğum Zweig eserleri arasında bana göre ilk beşe girmiyor. Ama S. Zweig okurlarına ve psikolojik derinlikli öykü / roman severlere tavsiye edebileceğim bir kitap olduğunu da belirtmeliyim.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,3bin okunma
55 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.