~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~ Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!.. 1 Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir... Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Kızı, oğlu, gelini, damadı ve torunları toplanmış pür neşe tatile gitmeye hazırlanıyorlardı. Seksen yaşındaki yaşlı adam karısını iki yıl önce kaybetmiş, ayaklarından rahatsız olduğu için tek başına kalamayınca çocuklarının yanında kalmaya başlamıştı. Üç ay oğlu, üç ay da kızı olmak üzere sırayla bakıyorlardı. Ama buna da bakma denmezdi çünkü
Reklam
100. İletiye özel "KEDER-Lİ FENER" romanımın özeti
KEDER-Lİ FENER ÖZET Hikayemizin kahramanı Mehmet son derece zeki ve akademik kariyerinde de başarılı bir gençtir. Yapmış olduğu projelerden ötürü 'NOBEL KİMYA ÖDÜLÜ' nü almaya hak kazanmıştır. Ödül almaya giderken havalimanında verdiği demeçler ülke gündemine oturmuştur... İsveç'e gideceği uçakta ufak (?) bir arıza yaşamıştır. Halkın tepkilerini
Sabah saatleri sanırım dört civarı hava daha tam aydınlanmamış masam da ki kadehte bulunan içkiden bir yudum alıp müziğin sesini açıyorum ne kadar da güzelsin bebeğim diyor şarkıda duyduğum bu cümlenin sonunda ruhum bir süreliğine mutluluğun zirvesine çıkıyor elimden halının üstüne düşen sigarayı alıyor apar topar kendimi toplamak adına hava almak
Bir gün annemi bir telefon sonrasında ağlarken buldum. Dayım, inşaatta çalışmak için yurt dışına gitmişti. Uzun süre ondan haber alamadık. Sonraları, arada oradan kartpostallar yollamaya başlamıştı. Ne zaman postacı kapımızı çalsa içimde bir sevinç belirirdi. Zarfı açtığımızda anneme yazdığı mektubun ve birkaç fotoğrafın yanında benim için yazdığı renkli bir kartpostal mutlaka bulunurdu. Öyle mutlu olurdum ki her an postacının yolunu gözlerdim. O dönemde yaşıtlarım öğretmen, doktor olmak isterken ben bütün arzumla postacı olmak istiyordum. Şimdi beni gülümseten bu düşüncem aslında büyük bir özlemin gölgesiydi - hiçbir çocuğun yaşamaması gerektiği kadar büyük bir özlemin. Bu yüzden özlem duygusundan hep nefret ettim, hiç kurtulamadım ama onunla yaşamaya alıştım. Hatta öyle alıştım ki bugün bile geceleri yastığa başımı koyduğumda bir iki damla gözyaşım akmadan uyuyamaz oldum -üstelik neyi özlediğimi bilmeden.
Emrah Özdemir
Emrah Özdemir
Okunmaya değer...
Marie, 1930 yılında alkolik bir annenin evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelir. Annesi ona bakamayınca 5 yaşında olan Marie'yi yurda verir. Ardından bir çift onu evlatlık edinir. Marie'nin kaderi ne yazık ki yine yüzüne gülmez, çünkü onu evlatlık edinen çift sadist çıkar. Bu İtalyan asıllı çift küçük kızı evin mahzenine kapayıp sistematik
Reklam
200 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.