“Abıhayat, Türkçe’de Bengisu denen ve içenin kıyamete kadar yaşayacağı bir sudur. Buna “Abıhayvan” ve “Abızindeganî” de derler. Güya İskender, bir memlekete varınca oralılar, ileride bir deniz olduğunu, deniz geçilince karanlıklar ülkesine girileceğini ve bu suyun, karanlıklar ülkesinde bulunduğunu haber vermişler. Hızır Peygamber ve İlyas Peygamber de İskender’le berabermiş. Bengisu’yu aramaya giderlerken karanlıklar ülkesine gelmişler. İskender’de karanlıkları aydınlatan iki mücevher varmış, birisini Hızır’a vermiş. Suya hangisi rastlarsa, öbürüne haber vermek şartıyla ayrı ayrı yollardan o ülkeye dalmışlar. Hızır’la İlyas, bir hayli gidip yorulmuşlar. Bir yerde oturup yanlarında bulunan pişmiş balığı yemek istemişler. Hızır, yemekten önce o civarda bulunan bir suda ellerini yıkamış. Elinden bir damla su balığa damlamış. Balık, hemen canlanıp sıçrayarak suya atılmış. Hızır, abıhayatın bu su olduğunu anlamış, İlyas’la beraber kana kana bu sudan içmiş. Fakat ikisine de İskender’e haber vermemeleri emredilmiş, onlar da haber vermemişler. Bir rivayete göre de İskender, karanlıklar ovasına girmeye korkmuş ve abıhayattan mahrum kalmış. Hızır’la İlyas, ebedi hayata erişmişler. İlyas denizde, Hızır karada zorda kalanlara yardım eder.”
Adı söylenmeyen bir kadının çocukluktan başlayarak 40'lı yaşlara kadarki trajik hayatı anlatılıyor. İlkokul 4.sınıfa giderken mühendis babasının iş kazasında kolunu kaybetmesi ve yüzünde derin yaralar oluşmasıyla hayattan vazgeçip bunalıma girmesi, en travmatik olanı, babası hastanede yatarken annesiyle amcasını birlikte olurken görmesiyle
Sevgili Leyla
Eyicene bir dellendim sonra mektubun geldi beni böyle alışkanlıklara bulaman fena üstelik bitkinim damla enerji yok Allah kahretsin salt senden haber aldığımda yaşadığımı yaşamam gerektiğini duyuyorum …
Parça parça duran
Sessizliğe bürünen gece
Hıçkıra hıçkıra ağlar
Kalan ruhum damla damla
Akıl erir, aşkının çırasında
Yanar yanar senden uzakta
Ya bir haber sal
Ya gel artık yanıma
Derûnî
ben, yıpranmış sokaklar ortasında avare
sen, kırgın bir ülkenin süreyyası: Gülnare
honçalı novroz gelir; bir de siyah ve sarı
dalgalanır göklerde bir kuşun kanatları
her nağme, dudağında çarpılmış karanfil
sana tutkun atlılar şimdi yorgun ve sefil
göğsünde, kıskandığım bir rüyadır kırmızı
nerdesin, ey masallar ülkesinin son kızı
dokunmuyorsa
Selam Kitapdostlarım
Osman; dar gelirli bir aile tarafından büyük fedakârlıklarla eğitim için İstanbul'a gönderilir. Osman Tıp Fakültesini kazanan gencimiz başarılı bir şekilde okulundan mezun olur. Tıp fakültesinde öğrenim gördüğü yıllarda ülkede son yıllarda artış göstermeye başlayan kanser vakaları ile ilgili tedavi yöntemleri konusunda