Diye sorasım vardı fakat mevzu başka...
Sevgilisini çok sevip de buradaki, başka mercilerdeki profilini merak edip açmayacak bir adam var mı acaba bu dünyada?
Hayatımız, inançlarımızın sonucu ve ispatıdır. Yaşadığımız hayat çok rahat gibi gelebilir, çok zorluk dolu gelebilir. Bir şey eksilmiş hissiyle yaşayabiliriz ya da her şey tam olmasını istediğimiz gibi olmuştur ama iç huzurumuz eksiktir. Kendimiz olmadan; ulaştığımızda mutlu olacağımızı düşündüğümüz her kaynak, bize öyle olmadığını gösterir. Kaynak çok yakındır ama bizi biz yaptığını sandığımız her özellik, her kimlik, her davranış biçimi her kıyafet, her hayal, bizi kaynaktan yani kendimizden uzaklaştırır. Şu söz gibidir aslında: Ego der ki; "Her şey yerine oturduğunda huzur bulacağım." Ruh der ki; "Huzur bul ve her şey yerine oturacak." Marianne Williamson Ego dediğimiz, bizi biz yaptığını düşündüğümüz her şeydir; huzur dediğimiz asıl benliğimizdir, ruhumuzdur. Asıl benliğini bulmaya başladığında huzuru bulursun. Ve huzuru bulduğunda her şeyin yerine oturması kaçınılmazdır. Yerine oturan unuttuğun, bıraktığın ya da sürüklediğin ruhundur. O yerine oturduğunda gerçek benliğin oturmuş olur. Mutluluğun; gittiğin, sahip olduğun, ya da hedeflediklerin değildir. Mutluluk sensin. Senin kendini bulmayı istemendir. Yaşadığın hayattan tat alabilme becerilerin; seni kaderci, vazgeçen, pes eden, boşvermiş biri yapmak zorunda değil. Bu beceri seni hoş karşılayan bir ev sahibi yapar. Böyle evlere misafir olmak isteyen çoktur. Bolluk budur. Her şeyin ama her şeyin sonsuzlukla zaten var olduğunu kabul edebilmektir. Aşkta da, şiirde de, ekmekte de güçte de.. Şimdi var olanla ne kadar mutlusun?
Reklam
Burası bir gerçek ki bu dünyada iki tür insan var Biri konuşan tür, diğeri de yapan tür İnsanların çoğu sadece konuşur, tek yaptıkları budur Ama sözün bittiği noktada dünyayı değiştiren yapanlardır Yaparken bizi de değiştirirler, bu yüzden de onları asla unutmayız
Benden gidiyorsun sevgilim! Seni yüreğimde yaşatabilirim. Oysa ki şimdi durduramıyorum seni içimde, içimden azalışını hissediyorum yavaş yavaş. Var olduğun, her bir zerresinde seni sayıklayan bu yürekte yok oluyorsun. Elimden bir şey de gelmiyor. Unutmak istemesem de ayrılığı tüm hücrelerimde yaşatmak istesem de kaybediyorum seni içimden.” “Bedenimi saran yokluğun olmasaydı, kolların varken yanağımı okşayan gözyaşlarım olmasaydı, nefesinin sıcaklığı varken, ellerim buz gibi kalmasaydı, ellerin varken seni seviyorum diye bağırdığım boş duvarlar olmasaydı, gözlerinin güzelliği varken aşkımı anlattığım cansız bir resim olmasaydı. Diyorum ya, ayrılık olmasaydı da sen hep olsaydın.” “Kader mi böyle yollarımızı bir daha karşılaşmamak üzere ayıran. Belki de umuttur kapıları yüzümüze kapatan. Oysa aşk değil miydi bizi birbirimize derinden bağlayan? Bıraktım seni geçmişime. Ama bu demek değil ki seni unutacağım. Daima anımsayacağım seni, yüzümde kocaman bir tebessümle. Dünya küçük derler ya hani, belli mi olur belki kesişir yollarımız bir daha. Belki tekrar sarılabilirim sana ama şimdi veda.”B
gece vakti nefes almak için aniden balkona çıkma isteği uyandırması gibi bir şey.. bünye 25 saat yolculuk çekip kendi yatağında yorganın altına girip serçe parmağını kapının kenarına vurduğu anda hissetiği acıyla ağlama isteği duyuyor. yanlış seçimlerin mağduru.. bile isteye seçmenin mağduriyeti olmaz ki. kendini temize çekme isteği.. boş kağıt
Arz-ı Hal
Ruhum daralıyor diyorum anlıyor musun? Bir yumruk var tam şuramda bir ağır yumruk Öldüresiye vuruyor gavura vurur gibi Bir acı çığlık kopuyor göğsümden Duysan sesini, bir duysan nasıl inliyor Nasıl anlatayım ben içimin bu sancısını? Dinlemeye dinlersin de nerede kelimeler? Ağzımı açmaya kalmadan kaçışıyorlar Her biri bir tarafa dağılıyor şu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.