Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tek bir dokunuş tüm taşları devirmişti, o üstündeydi her şeyin, ben altında kalmıştım şimdi.
"Onunla olan şakalaşmalarımız ve ortak espri anlayışımız benim ruhumun eşiyle paylaştığım en özel şeylerden biriydi. Dünya üzerindeki hiçbir şey kendi aramızdaki küçük bir esprinin yıllar boyu devam etmesi kadar romantik değildi. Gerçek sevgi bir lisan gibiydi. Bazen bir bakış, bir dokunuş ya da sadece bir kelime saatlerce konuşmaktan çok daha etkili olabiliyordu."
Sayfa 268 - James
Reklam
Her nazik dokunuş, sonu gelmeyen, daimi bir sevgi rezervinden yeni hisseler satın alır. Zaten ebeveynlerin sunabileceği daha yetkin bir güvence var mıdır?
#sultan&şah
" Yalancı hayata gerçek bir teselli, mavera âleme sonsuz bir dokunuş gibi hissettim onu. "
Kapı YayınlarıKitabı okuyor
Bir ilişkinin ilk zamanlarında tutku kolaylıkla gelir. Neredeyse her sözcük, bakış ve dokunuş şehvetle titretir. Bu doğanın bizi bir araya getirme yöntemidir. Ancak arzunun o ilk esir alan hücumundan sonra, cinselliğin ilişkideki yeri nedir? Cinsellik bizi kalıcı bir ilişkinin içine çekmenin yanında bir arada da tutabilir mi? Kesinlikle evet. Aslında, iyi bir cinsel birliktelik güçlü bir bağlayıcı deneyimdir. Delicesine sevdalı olmak sadece mezedir. Uzun dönem ilişkideki cinsellik ise başlangıç yemeği... Ama biz genel anlamda cinsellik hakkında böyle düşünmeyiz. Kültürümüz ve sayısız ilişki rehberi tarafindan tutkuya dayanıklı bir güç [olarak bakmak] yerine, daha çok geçici bir his olarak bakmaya şartlandırılmışızdır. Aşkın başında oldukça parlak bir şekilde yanan cinsel ateşlerin, tıpkı bir zamanlar heyecanla dolu olup da sonradan monoton arkadaşlıklara dönen ilişkilerimiz gibi söneceği anlatılmıştır. Dahası cinselliği kendi içerisinde bir son olarak görmemiz öğretilmiştir. Arzuyu, tercihen büyük bir orgazmla sona erdirmek amaçtır. Cinselliğin mekaniğini, pozisyonları, teknikleri ve fiziksel mutluluğumuzu arttıracak oyuncakları vurgularız. Cinselliğin anlık fiziksel tatminden ibaret olduğuna inanırız.
Sayfa 163 - CK Yayınevi, 1. Baskı, Eylül 2015.Kitabı okudu
Vurur / Deniz Arcak
Söz : Ümit Sayın Beste : Ozan Çolakoğu youtu.be/dyJITJTKYK0?si=... Daha dün gibiydim bugün oldum Şimdi gün gibiyim yarın oldum Koşarak üstünden yıldızların Karıştım aylara sene oldum Bir dokunuş ki yarım kaldı Ateşlerin yerini kül aldı Asırların nice yalnızlığı Sanki boynumda asılı kaldı
Reklam
İluhta bayram en güzel bayramımız değildi ama en güzel bayramlarımızdan biriydi.babam bayramların her türlü güzelliği gebe olduğunu söyledi.bu bayramda öyleydi.pek çok kalbin yumuşmasına sebep olmuştu. Nerde o eski bayramlar demedim hiç. sürekli geçmişini anlatanlar geleceğinden emin olmayanlardır.en güzel bayramlar henüz yaşanmadı Ve onları yaşamak yaşatmak bizim elimizde sadece küçüçük bir dokunuş.sadece kim var dendiği zaman etrafına bakmadan ben varım demeye bakıyor.başka kimseden değil sadece kendimizden beklemeye bakıyor.ufacık bir dokunuş hayatımızı başkalarının hayatına ufacık samimi bir dokunuş yepyeni kapılar yepyeni mutlulukları açıyor. Sadece biraz cesaret başkalarından değil kendimizden beklediğimiz ufacık bir cesaret güzel bir geleceğin kapısını açacak.ben buna inandım bunu gördüm bu bayram.yaşanacak henüz yaşanmamış en güzel bayramlarımız için…
Ne zamanki hayat yorsa ve savrulsak uzaklara, Tüm tanıdıklarımıza ve tanıklık ettiklerimize rağmen, Kalabalıkların içinde yalnız bir bakışın sahibi olsak, Tüm öğrendiklerimize rağmen, her şeyin yabancısı gibi hissetsek, Ve yuva sıcaklığında bir bakış, Emniyetli bir dokunuş arasak… İçimizden sessizce bağırmak gelir....
"Ay tutulması gibiydi, yalnızlık belki de dip bir yalnızlık bu, içten içe kanamak yangından kor avuçlamak belki. Şimdi yanaklarımda ayaz bir dokunuş, cennetten uzanan bir el belki, belki de fazla geldim bu dünyaya. Gırtlağımda bir yumru, yutsam ölürüm,yutmasam ölürüm"
En olmaz dediğin, en çok bunaldığın an da yaşam sana sürprizleri ile yol açabiliyor. Bir bakıyorsun ki ufak bir gülücük, ufak bir dokunuş, küçük bir bakış yaşamını güzelleştirmiş.
Reklam
Var oluşla bağ kurmak...
Kendi çölünde kaybolduğunu hissettiği zamanlar, elini başkalarının gözünden saklarcasına cebine sokar ve sürekli yanında taşıdığı kumgülüne dokunurdu. Bu dokunuş, onu, kaybolduğu çölden dünyaya geri döndürürdü. Kumgülünün var oluş sihrinde, dünyanın çeşitli hallerinin açıklanamaz bilgisinin saklı olduğunu düşünürdü. Var oluşun kendisi başlı başına bir sihirdi. ...
Çıkmıştım yola varmak için bu bahçeye Sordum kendime yolun sonunu kaç kere Eğer bilseydim cennetin bahçesi böylesine güzel Başından bulurdum sevaplarıma birkaç sebep Şimdi kalbim güzelliğinle doldu Beni böyle yoransa sana getiren yoldu Her güzel betimlemeyi ben sana yordum Çünkü bendeki seni betimlerim sanıyordum Seni öyle anlatmak aslında ne zormuş İçindeki korkuları bir bana konuş İyileştirir mi her yaranı benden bir dokunuş Seni seviyorum ve bu bendeki en net duruş
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.