Chung Yu- Chang, Chiri Tepeleri'nde yalnız başına yıllar geçirdi, burada bir kulübe inşa etti ve yetiştirdiği kamışların ve bambuların dilini öğrenmeye çalıştı.
Kamış çubukları ölen rüzgârda dalgalanıyor.
Alacakaranlıkta bana yavaşça fısıldıyorlar.
Onlar aracılığıyla batan güneşi izliyorum.
Şimdi üstlerinde yükselen sarı ay
Yumuşak ışığını döküyor. Sivri mızrakları arasında
Nehir sisiyle gümüş bir peçe dokuyor.
Kamış çubukları kapımın yanında nazikçe sallanıyor.
Olgunlaşan arpa fısıldıyor. Her şey huzur içinde.
Chiri Tepeleri beni dünyadan saklıyor.
Onların arasında, yavaşça akıntı boyunca süzülerek,
Tek başıma geceye doğru kürek çekiyorum.