Feniçka, geleneksel cinsiyetler arası ilişkileri pek umursamayan, İsviçre'de doktorasını yapmış Moskovalı bir kadının bir erkek psikoloğun gözünden anlatılan hikâyesi.
"Okumak bizim için ne çilecilik ne de hayatını çalışma masası başında geçirmek anlamına geliyor. Ayrıca böyle bir şey olası mıdır? Biz eğitim sayesinde özgürlüğümüz için, haklarımız için mücadelenin içine, yaşamın
içine daha yeni giriyoruz. Bir kadın üniversite eğitimine başladığında sadece kafasıyla, zekâsıyla değil tüm istemiyle, tüm insanlığıyla kendini veriyor. Sadece bilgi edinmekle kalmıyor, yaşamdaki zihinsel devinimde de küçük bir pay sahibi oluyor. "(s. 11)
Etkileyici bir kitap. İnce bir kitap olmasına rağmen yoğun fikirlerin sizi sarmaladığı, kadına ve onun sorunsalına dair ççzümlemelerin yer aldığı bir eser. Okunmalı diye düşünüyorum. Karar elbette sizin.