Bir fahişenin Günlüğü Beyoğlu'nda bir ev. -Sen nerden düştün bu kötü yola? -yetmiyormuş işte. Hiç bişey yetmiyormuş benim kaderimde bu varmış elden ne gelir... -yazık değil mi bu gençliğine bu güzelliğine güneş yetmeyen nedir? Fahişelik sana mı düştü yani? -sevgi yetmiyormuş, güzellik yetmiyormuş, hayaller yetmiyormuş. insana asıl yeten bazen ölümmüş meğer gözlerim dolu dolu yaş kalbim ıslandı artık aşık olmak nedir bilmeden gençliğimi götürdü yıllar. Yarimin arkasından 1500km.yol geldim yolum kötüye düştü, geceyi kaybettim gündüzü arar oldum gündüz adımın güneş olmasına aldanma ben güneşi görmedim bu sorunun cevabını sana veremem ama diğer dünyada tanrıya soracağım ilk soruyu sordun bana. O kadar şanslısın ki benden benim o soruyu sorma ma daha yıllar var. O sorunun cevabını alırım belki bir gün ama bu günlerim geri gelir mi bilinmez.! Sepetteki kız kitabından...
İşte o anda şu yeryüzü yaşamımdaki en utanç verici olay başıma geldi. İnsan suretinde de olsa Şeytan için bir fahişenin karşısında tapınırcasına diz çökmüş ve karşısına ilk çıkan herif tarafından soyulup soğana çevrilmiş olmak gülünç ve utanç verici değil midir, sen söyle? Evet, soluğunda ölümsüzlüğü taşıyan kurnaz Şeytan için bu hem gülünç hem son derece utanç vericidir.
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
Bir fahişenin günlüğü Beyoğlu'nda bir sokak. -ulan sen bir fahişeyi mi seviyorsun ulan senin delikanlılığın bu kadar mı? Adam mısınlan sen? -eğer ki bir fahişeyi o bataklıkta sevmek onu bir köpek gözüyle görmemek onun kafasının içini anlamak çektiği acılara ortak olmak saçını okşamak gözlerine bakmak ve gönlüne bir şaheser misali dokuna bilmek toplumda aşağılık olarak görülüyorsa ben o topluma ait olmaktansa olmamayı tercih ederim tanrıya gerekli cevabı ben veririm gerekirse onun cehennemini kendi cennetime tercih ederim arkadaş anladın mı siz delikanlı olun ben o delikanlılığı istemiyorum. Onun boğazında ki düğüm benim ölümüm olsun daha onurlu bir ölüm hayal edemezdim. Sepetteki kız...
Fahişenin Günlüğü Beyoğlu'nda bir ev. -hayatımın en güzel zamanlarını bu karanlık kuytu köşelerinde tanımadığım insanlarla yatarak geçirdim. Bizim yöremizin töremizin sonuçlarının sonucu kaçmak zorunda kaldım sokaklarda yattım aç kaldım susuz kaldım dayaklar yedim. Kendime bir an bile olsun acımayı aklıma bile getirmedim hırsızlık bile yaptım. Bir tek hırsızlık yaparken vicdan azabı duydum ve hâlâ duyuyorum, beni bu hayata sürükleyen beni aşağılık bir insan sıfatına sokan hiç kimsenin yasa önünde hesap vermemesi gücüme gidiyor, bir de yasa savunucuları yetmezmiş gibi bana ders vermeye kalkıyor oysa ki hayallerim bir ineğin memesinden dökülen süt kadar beyaz Dı bir kuşun yavrusuna kendi ağzıyla yedirdiği yem kadar helal di. Oysa şimdi bir genci uyuşturucu illetine düşüren bir pislik kadar yerin dibindeyim. Benim düşlerime girmiş bu pislik bir gün geçer gider de, hayatımdan çaldıklarını geri getire bilir mi dersin sevgili günlük. Beni bu duruma getiren yasalar mı, örfler mi, adetler mi yada töreler mi sence hangisi? Bence devlet diye bir kız arkadaşım var Dı bir zamanlar onu çok sever sayardım belki onunda payı var ne dersin? Ceza yı ortak pay edelim hepsine bir bedel ödetelim ben bu dünyadan öyle sıradan gitmem, sıradan gelmedim!
Erkeğin benden önce otelden ayrılması, çalışma yaşamımda uyguladığım en şaşmaz ilkelerimden biridir. New Paradise'a geri dönüp bir tane daha ayarlayacağımı bilmelerine hiç gerek yoktur. Aksi halde, bu ilerideki buluşmalarımızı kötü bir şekilde etkileyebilir. Yaşamınızı nasıl kazandığınızı bilmelerine karşın, erkekler aldatılmak isterler, yalandan hoşlanırlar. Erkekler!
Genc serseri erkek bakirenin sosyo ekonomik psikolojik değerini bilmez
Hâkimiyetin de ötesinde uzmanlık yatar. Sayısız kaynak, bekâretin böyle bir yaklaşıma uygun bir nesne olduğu konusunda bizi ikna etmeye çalışmıştır. Gerçekte bazı yazarlar, bir bakireyle yatma fırsatının çoğu zaman ortalama eğitimsiz bir hödüğe verilerek boşa harcandığını ileri sürmüştür. Dört bin sayfalık olağanüstü bir cinsellik günlüğü olan My Secret Life'in (Gizli Hayatım) üst sınıf anlatıcısı, “Londra’daki on binlerce fahişenin çok azı bekâretini, beyefendilere ya da genç ya da yaşlı adamlara, ya da genel olarak adamlara vermiştir,” diye yazmıştır. “Bunları kendi düşük sınıflarının delikanlıları elde etmiştir. Küçük anılarına ilk olarak sokak serserilerinin kirli çükleri girmiştir. Bu çok üzüntü verici bir şeydir çünkü sokak serserileri mahvettikleri hâzinelerin kıymetini bilmezler. On altı yaşında bir sokak serserisi tarafından alınan bekâret, domuza atılmış bir incidir. Böylesine bir acemilik için aslında her anı yeteri kadar iyidir. Altmış yetmiş yaşlarında bir kadın da bu hayvanlara bir bakire kadar, hatta daha fazla zevk verir.” Bu her açıdan bakire kadınların erotik değerine ilişkin ideolojiden de katı olan erkekler arasındaki katı sınıf ve değer ideolojisinin erotik bakış açısıdır.
Sayfa 291 - IletişimKitabı okudu
Reklam
Onun kim olduğunu anımsayamadım ve az kalsın gelmekten vazgeçeceğimi elbette ona söylemedim. Erkeklere, hayatınızın odak noktaları olduklarını hissettirmezseniz, perişan olurlar.
Erkeğin benden önce otelden ayrılması,çalışma yaşamımda uyguladığım en şaşmaz ilkelerimden biridir.New Paradise'a geri dönüp bir tane daha ayarlayacağımı bilmelerine hiç gerek yoktur.Aksi halde,bu ilerideki buluşmalarımızı kötü bir şekilde etkileyebilir.Yaşamınızı nasıl kazandığınızı bilmelerine karşın,erkekler aldatılmak isterler,yalandan hoşlanırlar.Erkekler! Bir Fahişenin Günlüğü, Nina Holm
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.