Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri! Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri! Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide! Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide. Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası! Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası? Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık; Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık. Büyük meydana
Şöyle bir arkadaşınız olduğunu düşünün... Birlikte otururken bir fıkra anlatıyor. Tam siz kahkahalarla gülecekken bağırarak şarkı söylemeye başlıyor. Siz "Ne oluyor yahu!" diye şaşıramadan bu sefer bir karikatür gösteriyor. Siz karikatürü çözmeye çalışırken, SMA hastası bir çocuğun fotoğrafını uzatıyor hüzünlü bir şekilde. Gözleriniz hasta çocuğun yüzündeki çaresizliğe saplanıp kalmışken de müstehcen bir fotoğraf çıkarıp, arsız bir şekilde sırıtıyor. Böyle bir arkadaşla değil birkaç gün, birkaç saat bile vakit geçirseniz dengeniz bozulmaz mı? Sosyal medya böyle bir arkadaş işte. Bu ilişkide kahkahalarımız da yarım hüzünlerimiz de...Paylaşımlar arasında ışık hızıyla ilerlerken duygusal reflekslerimiz köreliyor. Yarım kalan kahkahaların üzerine maneviyat soslu acılar serpiliyor. Hüzün, daha insanın kalbine ulaşamadan eğlenceli bir şarkının nakaratında yok oluyor. Sonuç? Bazen arsız, çokça huysuz, oldukça ruhsuz ve kesinlikle güdümsüz bir yolculuğun sonunda insan yarım yamalak kalakalıyor.
Reklam
Arnavut Metin'e ben "Diamond Tema olamazsın!" demedim Hikâye o ya. Adamın birinin pek hayırsız bir oğlu varmış. Edepsizliğinden ötürü babası "Sen adam olamazsın!" dermiş. Bizimkine de bu söz pek dokunurmuş. Kaçmış evden. Okumuş da okumuş. Felsefe, tarih, bilim falan. Kaçtığı kasabaya bu defa youtuber, aman, kaymakam
Ülkede tecavüzcüsü var, uyuşturucu ticareti yapan var, tacizcisi var, dolandırıcısı var, yobazı var, anayasaya karşı geleni var, teröristi var, mafyasî var, kedi katili var... ne ararsan var, ancak hangisi hakkında bu kadar hızlı yakalama kararı çıkartıldı? Programı baştan sona izledim, ne problem bulunmuş? Laik bir ülkedesiniz. İsteyen istediğine inanabilir, kaldı ki adam Kuran ve Sahih Hadisler üzerinden örnekler veriyor. Okumuş ve karşısındakine aktarıyor. Bu kitapları ilk önce inanan bir insanın okuması gerekiyor, bununla utanacağınıza bir de bileni taşlıyorsunuz. Diğer câhil arkadaş ise susup dinliyor. Hiçbir seyden haberi yok. Bir insan bu kadar bilgisiz olup münazaraya girebilir mi ya, aklım almıyor neyine güveniyorsun? Hadis okumamış, fıkıh bilmiyorsun, kelam bilmiyorsun, felsefe yok, siyaset biliminden bile anlamıyor. Ne diye şeriati savunuyorsun? He bilsen sorulan sorulara cevap verebilir misin? Savunabilir misin düzgünce? Hayır, savunulabilecek bir düşünce değil o ayrı mesele. Ama en azından çarpıtabilirdin. Sonuç olarak bilen insan halkı kin ve nefrete teşvik ederken, ülkemizin kurucusu Atatürk'ün ilke ve inkılaplarını hiçe sayan şeriat yanlısı Cumhuriyet düşmanı elemanın sözlerine ise "ifade özgürlüğü" denildi. Fıkra bu kadardı. Teşekkürler, kitaplarla kalın.
Hakimin biri anlatıyor:
-Şimdi bizim adliyemizde adalet kartı sistemi var ve taraflar giremiyor. Başta yoktu. O zaman 4320 sayılı kanun vardı. O yasanın maduru biri kapımı çaldı ve içeri girdi ve oturdu, hakim bey dedi. -"Beni uzaklaştırdın evden, bizim hanım dostunu eve aldı ve nafakada bağladın hanıma böylelikle ben finansör oldum sende hukuki organizasyonu
Bugün Biraz Bekri Mustafa'dan Bahsedelim
1593-1634 yıllarında Sultanahmet’te yaşayan Bekri Mustafa’nın adını, herhalde duymuş olmalısınız… Onun, kendini genç yaşında içkiye verdiğini, gece gündüz içtiği için Bekri namıyla ün yaptığını ve 41 yaşında öldüğünü belki bilmezsiniz ama Bekri Mustafa’nın “imam” olma hikâyesini herhalde bilirsiniz. Kahvenin, tütünün ve içkinin yasaklandığı,
Reklam
794 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.