Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu reçete dünya kadar eskidir ama hep yararlı olmuştur... Sadece ifadedeki bir formülasyon değişikliğidir söz konusu olan:"Bıktım artık" yerine "isterdim ki" demek. Bunun için şikayetlerinizin arkasında hangi ihtiyacın bulunduğunu sormalısınız kendinize; dolayısıyla bu şikâyete bir çözüm aranır.
Sayfa 282Kitabı okudu
Sonuç
Umarım bu öyküler terapistlerin varoluşsal temalarla ilgili farkındalığını arttırır. Bu on öyküde hastalarımın geleneksel sınıflandırmalara meydan okuyan illetlerden muzdarip olduğunu düşünüyorum. Genç bir adam, cinsel uyarılma vasıtasıyla ölüm korkusundan kurtulmaya çalışıyor. Yaşlanmanın kendisine getirdiği kısıtlamalarla mücadele eden bir adam, gençligin o sınırsız ufuklarına yeniden erişmeye uğraşıyor. Ölmekte olan bir hasta, anlam arayışına giriyor. Bir hemşire, başkalarına o kadar yardımcı olabilmesine rağmen kendisini teskin edemiyor. Bir kişi daha iyi bir geçmiş istiyor, bir diğeri ise kaybolan kendilik duyumunu zihnime kendi izini bırakarak telafi etmeye kalkışıyor. Varoluşsal meselelerle boğuşan hastaların sayısı, aslında sandığımızdan fazla. Bu öykülerdeki hastalar, sevdiklerinin ve nihayetinde kendilerinin ölümüyle ilgili kaygılarla başa çıkmaya çalışıyorlar. Nasıl anlam bir yaşam sürebileceklerini, yaşlanmakla ve azalan olanaklarla nasıl baş edebileceklerini anlamaya uğraşıyorlar. Seçimlere, asli bir soyutlanmaya dair sorulara yanıt arıyorlar. Bir terapistin bu insanlara yardımcı olabilmesi için varoluşsal konulara ilişkin keskin bir hassasiyeti olması ve gerek sorunun kaynağına gerekse yapılması gerekenlere ilişkin olarak diğer tıbbi alanlara mensup uzmanların ortaya koyduğundan oldukça farklı bir formülasyon oluşturabilmesi gerekiyor.
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Sicim kuramı gizemleri çözebilecek mi
❝Büyük Patlama anında ortaya çıkan uç koşullarda kara deliklere hakim olan koşullar kütleçekimi kuvvetine ilişkin kuantum mekaniğine özgü bir formülasyon olmadan anlaşılamaz. Sicim kuramının keşfiyle birlikte artık bu derin gizemlerin çözülmesi yönünde bir umudumuz var.❞
Potansiyel olarak, hayal dünyasında, bir yatakta daima altı kişi birlikte yatar: çift, partnerlerin her birinin bilinçdışı ödipal rakipleri ve her birinin bilinçdışı ödipal ideal kişileri. Bu formülasyon, Freud'un Fliess'a yaptığı "Her cinsel eylemi dört kişinin dahil olduğu bir süreç olarak görme fikrine kendimi alıştırıyorum" yorumunu akla getiriyorsa da, belirtmek gerekir ki, o yorum biseksüellik üzerine konuşulurken yapılmıştı. Benim formülasyonum, ödipal nesne ilişkilerine ve özdeşleşmelere dayanan bilinçdışı fanteziler bağlamında ortaya çıkıyor.
Sayfa 144Kitabı okudu
Bir insanın hayatının hikâyesinin bir yaratıcısı, bir de yargıcının olduğu fikri, dinle sıkı sıkıya bağıntılıdır. Ancak bu inancı tam olarak kapsayan bir dinsel formülasyon da yoktur. İnanç bir dizi cevabın karşısında değil, bir muammanın karşısında yükselir.
“Tedavinin başında iyi bir öykü ve formülasyona sahip olmanın çok önemli olduğuna inandığım için, "çağrışımsal anamnez"i savunanların (yani hastayı başlangıçtan itibaren seçtiği her konuda konuşmaya bırakmayı, öyküsünü kendiliğinden anlattıkça ya da fırsat oldukça almayı savunanların) karşısındayım. Bu yaklaşımın taraftarları bir kaç oturumda diğer yöntemler kadar öyküye ilişkin veri elde edeceğinizi, üstelik öyküyü hastanın güncel ve aktarımla ilgili uğraşları bağlamında alacağınızı iddia ederler. Bu yöntem deneyimli terapistler için iyi işleyebilir, ama yeni başlayanlar için pek tekin değildir. Yeni başlayanlar öykülerini özen ve sabırla toplamalı ve önce formülasyonunu yapmalıdır. Zaman içinde, iki üç saatlik verimli bir öykü aldıktan sonra, makul ve geçici bir formülasyon yapabileceğini görecektir. Elbette, çoğu psikiyatrik değerlendirmeyle hiç karşılaşmamış olan hastalarımıza öykü almanın mantığını açıklamalısınız.”
Sayfa 132
Reklam
Psikanaliz kuramının jargonunda, egoları ile ego idealleri ara­sındaki kopukluk fazlalaştıkça insanların acı çektiği görüşü klasik bir formülasyon haline gelmiştir; yani olduğu ile olmak istediği arasında büyük bir mesafe -büyük bir boşluk- varsa acı çeker insan.
"Emily Bronte Catherine'in yüzünü tasvir ediyor," demek yerine, "Bronte bize Catherine'in yüzünü hayal etmemiz ya da imgelemimizde inşa etmemiz için bir dizi talimat veriyor" da diyebiliriz. Bu tür bir formülasyon biraz kaba saba olsa da, taklidin sahasını nesneden zihinsel edinme kaydırması bakımından yerindedir. Romanlardaki imgelerin gerçek dünyayı temsil ettiğini ya da onun taklidi olduğunu söylemeyi adet edinmişizdir. Ama belki de taklit onlardan ziyade bizim onlara bakışımızdadır. Catherine'in yüzünü hayal ettiğimizde bir yüzü gerçekten görmeyi taklit ederiz, tepelerde uguldayan rüzgarı hayal ettiğimizde rüzgarın sesini gerçekten işitmeyi taklit ederiz. İster kendi hayal gücümüze ulaşalım ister büyük yazarların talimatları sonunda ulaşalım hayal etmek bir algısal taklit eylemidir.
Büyük Patlama anında ortaya çıkan uç koşullarda kara deliklere hakim olan koşullar kütleçekimi kuvvetine ilişkin kuantum mekaniğine özgü bir formülasyon olmadan anlaşılamaz. Sicim kuramının keşfiyle birlikte artık bu derin gizemlerin çözülmesi yönünde bir umudumuz var.
Sayfa 385Kitabı okudu
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.