Peygamber efendimizin torunlarına olan sevgisine şahit olan sahabilerden biri gördüklerini şöyle anlatır: "Bir gün ikindi namazını kılmak için Mescid-i Nebevi'de oturmuş Allah Resûlü'nü (sas) bekliyorduk. Gecikince Bilal-i Habeşi evine giderek onu namaza çağırdı. Allah Resûlü (sas) biraz sonra kapıda göründü. Dışarı çıktı- ğında Zeyneb Hanım'ın kızı Ümâme omzundaydı. Bu şekilde Ümâme ile birlikte mihraba kadar gitti. Namaza başlayacağı zaman Ümåme'yi omzundan indirip kenara koydu..."*
Sayfa 65 - Siyer yayınlarıKitabı okuyor
Haklı :D
Arkadaşlık diye bir şey yaşamadım şimdiye dek — her aklı başında her insan gibi. Çünkü birilerini kandıracak, her gün yeni bir şeyler ve “kendim” diye anlatabileceği bambaşka bir kişilik arayacak kadar ne zamanım oldu ne de gücüm. Hayal ürünlerinden, bunların mükemmelliğinden bile sıkılınırken, aslı ne olurdu kim bilir?
Sayfa 17 - İletişim, 8.Baskı 2017Kitabı okuyor
Reklam
Dev Genç köfte işinde:))
Ertesi gün 20 kilo kıymayla başladık işe. O sıralar ODTÜ'de olan Tuncer Sü- mer motosikletiyle yaptığım köfteleri Ulaş'a taşımaya başladı. Ancak 20 kilo kıymadan köfte yapmak hiç de öyle kolay bir iş değildi. Ellerim şişti. Bu böyle gitmez, bir çözüm yolu bulmak gerek diye düşünmeye başladık. Çareyi bir et çekme makinesi almakta bulduk. Bütün malzemeyi et çekme makinesine koyup, iki-üç kez çektik mi köfte karışımı hazır oluyordu. İş köfte yapmaya kalıyordu. Ancak yüzlerce köfte yapmak zaman alan bir işti. Bazen köfteleri yetiştiremediğim oluyordu. Sosyalist Fikir Kulübü'nden yardım istedik. Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Taylan Özgür yardıma ilk koşanlar arasındaydı. Can arkadaşlarım, benim yanımda oturup beceriksiz elleriyle köfte yapışları hala gözümün önünde ...
İlim oradan buradan toplanan, Bir şey üstüne bir şey koymaktır. Böyle devam eden bir insan, Bir gün hikmete ulaşacaktır. Çünkü sel kocamandır, lakin Damlalar’dan oluşmaktadır.
Afyon hâdisesinde, Bediüzzaman hapiste iken, muallim bir Nur talebesi, savcılıkta Risale-i Nur ve Üstadı hakkında kahramanca cevaplar verdiği için, savcı kızmış. "Şimdi seni hapse atarım." diye tehdit etmiş. O İslâm fedâisi muallim de cevaben "Ben hazırım, derhal hapse gönderin" demiştir. Yine Afyon mahkemesinde, bir Nur talebesi hakkında tevkif kararı veriliyor, fakat adliye bulamaz. O talebe bundan haberdar olur. Diğer Nur kardeşleri gibi, "Üstadım ve kardeşlerim hapiste iken, nasıl hariçte kalabilirim." diyerek savcılığa teslim olup, hapse girer. Aynı bu hapishanede, bir Nur talebesini sehven tahliye ederler. O da "Üstadım ve kardeşlerim henüz hapistedirler. Hem istinsahını tamamlayacağım yeni telif edilen Nur Risaleleri var." diye düşünerek hapishane müdürüne, "Benim kırk gün sonra tahliye edilmem lâzım. Ceza müddetim daha bitmedi." der. Hesap ederler ki hakikaten böyledir, tekrar hapse koyarlar...
Sayfa 46
Yalnızım, onu özlemle anıyorum, ama garip bir şekilde mesudum. O trene. kendi biletimle binmeliyim. Belki bir gün.....
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.