Son bir mektup bırakmıştı ardında genç... Mektuplara merhaba ile başlamayı sevmiyorum çünkü herkesle aynı olmak bana göre değil mektubu uzun tutmakta istemiyorum çünkü yıllardır üzülmeyen kişilerin mektubu okuduktan sonra üzülmüş numarası yapmalarına gerek yok yüksek ihtimal siz bunları okuduğunuz zaman ben sonsuzluğumla kucaklaşıyor olacağım yeni gün bensiz ve ben de yeni güne hayatsız başlayacağım şehirden bir insan daha silinecek ama kimin umrunda ki neyse fazla uzatmama gerek yok kimse üzülmesin ve herkes mutlu olsun tebessümlerinizi kaybetmeyin çünkü benim tebessümlerimin asıldığı gün umutlarım göç etmeye başlamıştı bile umutlarımı ellerimle değil ruhumla yakalamaya gidiyorum...
03.06/Fakat Asla Ümitsizliği Değil...
Merhaba güzel sevgilim :). Nasılsın? Bak bizim günlerimiz başladı. Bugünü hatırlıyor musun? İki sene önce bugün yaşadıklarımızı hatırlıyor musun? Ben unutmuyorum. Tır parkını hatırlıyor musun sevgili? Dere kenarını hatırlıyor musun, orada annenle telefonda konuştuğunu hatırlıyor musun? Teyzenlere yakın olduğunu söylemiştin, o yüzden oranın uygun
Reklam
Mutlu ve mutsuz anlarda ortak bir sabırsızlık vardır, bilirsiniz. Beklemeye tahammülümüz yoktur, ne olacaksa olsundur iyi veya kötü. Hâlbuki belki yıllarca bir dert çekmişizdir ya da bu mutlu son için ne mutlu günleri geride bırakmışızdır. Belki de ertelemişizdir hep; dur bakalım demişizdir, yarın olsun, bayram olsun, bir uyuyalım, uyanalım...
“Sana kavuşmanın bayramı da elbet bir gün gelir; o zaman çocuklar gibi ben de mutlu olacağım Annem ❤️”
İyilik ve zarar...
Çoğu zaman bize iyi geldiğini düşündüğümüz ya da öyle olmasını istediğimiz, buna inandığımız olgular, olaylar ve insanlar aslında bize en çok zarar verenlerdir... İki gündür yarınlar yokmuşcasına çalışıyorum gün yüzü görmedim; evraklar, dersler, etkinlikler, doğum günü organizasyonları, hediye almalar biteceğine inanmasam da nafile bir şekilde kendimi paraladığım tez düzenlemeleri bitmeyen modern telaşlar... Tez dışında bir haftalık işi iki güne sığdırmam büyük beğeni aldı her şey mükemmel, dışarıdan ben de mükemmel görünüyorum ama ses desen yok, ağır bronşit geçmiyor çünkü dinlenme, uyku yok kendime ağır işkence ediyorum... Neden, akademiyi ben kurtacağım, kendim dışında herkesi mutlu edip herkesle ilgileneceğim, en mükemmel ben olacağım falan filan!!! Vesselam son bir kötülük daha yaptım kendime; dışarıda dolanan binlerce polene rağmen, gece boğulup oksijen tüpüne bağlanacak olmama rağmen terasın ve havanın güzelliğine kendimi bırakıp, kırık piyano nameleri eşliğinde polenleri doya doya içime çekiyorum nasıl olsa akşam bedelini ödeyeceğim :)
RUTH'UN SICAK EVLERİNDE ÇOK HASTA OLDUĞU BİR ZAMANDAN KALMA ANILAR
Martin diyordu ki ben Ruth'un hasta halini bile seviyorum. O hasta olduğunda biraz huysuz ve aksi olurdu. Biraz da gergin. Lakin onu o halde bile sevmek Martin'e çok tatlı gelirdi. Ruth, hasta olmayı hiç istemez ve sevmezdi de. Lakin Martin onu öyle severdi ki o hastayken dayanamaz o da hasta olurdu. Bir gün beraberlerken Ruth çok hastalanmıştı. Sonra Martin onu iyileştirmek için çabalamıştı. Vitamin hapları, yoğun ilgi, sevgi... Lakin hastalık bu bir süre beklemek, bir süre çekmek gerekir. Ne yaparsanız yapın o zamanın geçmesi gerekir. Öyle olunca Martin de karar vermişti. "Ben de onunla yanacağım. Ben de onunla ateşe atlayacağım. Acı çekeceğim, ağlayacağım. Lakin onun alevlerinde aydınlanacağım. Bedenim acı çekecek, ruhum huzur bulacak. Zira o alevler bilahare bana merhem olacak." Sonra Martin karar verdi. Ben de onunla hasta olacağım. Hastayken mütemadiyen onu düşüneceğim. İçimi büsbütün onunla dolduracağım. Hem o öyle hastayken ben böyle dipdiri, capcanlı rahat edemem ki. Sonra Martin, Ruth'u öpüşleriyle, sevmeleriyle kucaklayıp duruyordu. Ruth'a olan ilgisini, sevgisini tamamen gösteriyordu. Martin böyle yapıyordu. Çünkü Martin, başka türlü bir sevmek bilmiyordu. Martin neyse oydu. Martin sevdi mi zarar da görmeyi göze alırdı. Bazen acı çeker, üzülür ama yine de severdi. Çünkü Martin bilirdi ki kendisinin kırıldığı, üzüldüğü yerden o tekrardan çiçek açardı. Bilhassa Martin daha iyi olmaya başladığında o çiçeği tekrardan yârine sunardı. Yâri mutlu olsundu. Onun tek istediği artık buydu..." (Martin'den)
Reklam
203 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.