"Yaşamda olan hiçbir şeyden konuşmaya korkmadığımız zamanlarımız olsun. Hissettiğimiz her şeyi konuşabilecek cesaretimiz. Ölüm var. Yaşam gibi. En olmaz yerde gülebilmeli, hiç olmadık yerde ağlayabilmeli özgür ruhum. Kalkıp gidebilirim her an olmak istemediğim masadan ve ışıklar söndükten sonra bile oturabilirim gerekirse. Kırk kere söyleyince olmaz ama bir kere düşündüğümde olur her hayalim. Yapamadığımda güler, başardığımda ağlayabilirim. Yorulduğumda koşarım ben. Ölüm, yokluğu değil yaşamı hatırlatmalı insana. Haksızlık etmeden yaşadığın zamana, yargılamadan varlığını ve tartışmadan, yolda karşılaştıklarını yaşa! Kendini ezdirme bilmediğin sonun korkusuna."
İçimde kalan çok hevesim var. Tekrar evlenmek istiyorum. Hâlâ annem gibi, bir adamın baş tacı, göz bebeği, tadı tuzu olmak hayalim var. Kocamla el ele gezmek, gülmek, tatile gitmek, sahilde oturup sohbet etmek, akşam kahvesini içerken koca günde ne yaptım ne ettim anlatmak, dinlemek, dertleşmek istiyorum.
Pazar sabah kahvaltısına sıcak ekmek, simit alan bir kocam olsun istiyorum. Akşam eve gelirken, "Bir şey istiyor musun," diye soran bir koca. Valla çok şey istemiyorum...
Yine akımda bugün sen varsın,
Yine derdinle hayalim hasta.
Bürüsün kalbimi derdin sarsın;
Bir ümit var bu tükenmez yasta.
Bir yaram var! Ona merhem vurman,
Bir hayaldir ki gönülden taşıyor.
Ayırırken bizi yollar ve zaman,